8 Kasım 2010 Pazartesi

Yoksulluk Geçici Değil Artık Kalıcı

Yoksulluk artık geçici değil kalıcı
ODTÜ öğretim üyesi Prof. Oğuz Işık uzun yıllardır yoksulluk üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Işık, yeni süreç için şu değerlendirmeyi yaptı: Geçmişte nöbetleşe yoksulluk vardı. Şimdi ise devredilmiyor. Onun yerini müebbet yoksulluk aldı. Yeni göç edenler eskiler gibi hayatla barışık değil.Üç ayrı kesimin birbirine değmeden yaşadığını da hatırlatan Prof. Işık 'İstanbul'da bırakın zengin kesimin içine girmeyi önünden bile geçmek mümkün değil. Duvarlı sitelerde başka bir yaşam kurmuşlar

Kaynak : - Toplum psikolojisine nasıl yansıyor bu durum?
Eskiden kente göç yoluyla gelenler daha barışıktı hayatla. Şimdi böyle bir şey söz konusu değil! Nasıl olsun? Düşünün ki bugün İstanbul'da zengin kesimin bırakın içine girmeyi önünden bile geçmek mümkün değil! Kameralarla korunan duvarlı sitelerde kendilerine bambaşka bir yaşam kurmuşlar. Oysaki eskiden zenginlik böyle miydi? İnsanlar göstermekten çekinirlerdi. Şimdi öyle bir dönemdeyiz ki tüketmenin meziyet sanıldığı bir ortam var. Toplum birbirine değmeyen üç farklı kesimden oluşuyor bugün. Bu insanların ulaşımları, eğlenceleri, zevkleri her şeyi farklı.
Demek istediğim kent üzerindeki çıkarlar çok değişti. Arsalar çok değerlendi. Ve bu arsalar üzerinde oynanan oyunlar farklılaştı. İstanbul arazileri o kadar değerli ki artık! Kimse kolay kolay gecekondu yapamaz hale geldi. Başka bir ifadeyle kentsel dönüşüm başladı.
- Bugünkü İstanbul yoksulunu nasıl tanımlarsınız?
Eskiden yoksulluk devredilebiliyordu. Kente gelenler hazırlıklı gelirdi. İş imkanını araştırır gecekondusunu hazırlarlardı. Şimdi ise öyle değil! Bunun iki nedeni var. Biri İstanbul'un gerçekten değişmesi, diğeri de Güneydoğu'dan yapılan göçtür.

AYNI GEMİDEYİZ HİSSİ BİTTİ
- Toplumun farklı kesimlerini bir araya getiren hiçbir şey yok mu yani?
Bugün sadece askerliği söyleyebilirim. Başka hiçbir şey yok bunun dışında maalesef. Dolayısıyla aynı gemideyiz hissi artık yok oluyor. Kendilerini bu ülkenin bir parçası değilmiş hissetmeye başlıyorlar.
- Bu uçurumun yoksul kesim üzerindeki etkisi tam olarak ne oluyor?
Nefret yaratıyor. Yaratmaması mümkün değil zaten! Yoksul kesim kendisini tamamen dışlanmış hissediyor. Öfke ve beraberinde nefret getiriyor bu uçurum. Bir toplumu bu kadar bölerseniz ve toplumun parçaları hiçbir şekilde birbirine değmezse olacağı budur.Konuşulması gereken ama konuşulmayan neler var Türkiye'de?
Yaptığımız araştırmaya göre Türkiye'de kadınların iş gücüne katılımı oranı İran'dan, Mısır'dan daha düşük. Bunu ne zaman konuştuk en son? Sonra sanayideki haftalık iş saatinin bizimki kadar uzun olduğu başka ülke yok. Peki bunu ne zaman konuştuk soruyorum size? Kürt sorunu, Türban meselesinden başka bir şey konuşamaz hale geldik! Sigortalı, sendikalı işçi sayısı gün geçtikçe azalıyor. Bunları neden konuşmuyoruz?

Hiç yorum yok: