28 Aralık 2009 Pazartesi

27 Aralık 2009 Pazar

İş Yaşamına Hazırlık Dersini Veren İkinci Türk Üniversitesi : Mimar Sinan Üniv.


Bildiğiniz gibi bu dönemün başında Okan Üniversitesi Öğretim Programına ' İş Yaşamına Hazırlık dersi koymuş ve bunu zorunlu Olarak Her öğrenci için zorunlu ders olarak şart koşmuştu. Bu karar mezun olan öğrenci kalitesinin yüksek olması ve üniversitenin gelecektete var olabilmesi için gerekli.Özel okul puanları ile devlet okulları arasındaki puan farklının 2 katına kadar çıktığını düşünürseniz , giren öğrencinin gelecekle ilgili çok netleşmiş bir amacının olmayabilceği konusunda sizin de kafanızda bazı soru işaretleri oluşabilir.Ayrıca bu durum , eğitim sürecinde öğrencinin akademik performansı konusunda da hem üniversite hemde öğrencilerin önünüze bir engel olarak çıkabilir.

Yani insanlara kendi geleceklerinin sorumluluğunu alma konusunda bir amaç vermeyi başaramazsanız bu işi yürütmeniz çok zor diyebiliriz. Eğer mezun ettiğiniz öğrenciyi işe alan firma bu kişinin çok kötü olduğunu düşünür ve çok kötü bir performans srgilediğine görürse bu üniversitenin marka olma olasılığı çok düşüktür. Bugün marka üniversite olarak konuştuğumuz Boğaziçi , Odtü , İtü gibi üniversitelerin bu noktaya gelmesinde mezun ettiği öğrencilerin piyasadaki paşarılarının çok ciddi bir rolu vardır. Piyasada ve iş yaşamında tutunamayan kişilerin mezun olduğu üniversite yeterince talep görmez ve kapanabilir.

Mimar Sinan gibi marka olmuş bir üniversitenin bu konudaki duyarlılığı ise gerçekten hem büyük bir vizyon sahibi olduğunun hemde samimi , duyarlı , gerçekçi ,ciddi ve sorumluluk sahibi idarecilere sahip olduğunun adeta ispatı gibi. Mimar Sinan Üniversitesinde çalışma hayatına hazırlık adıyla verilen dersi önce sadece endüstri ürünleri tasarımı bölümüne açmışlar; ancak derslere her hafta, kimisi üniversitenin farklı bölümlerinden kimisi başka üniversitelerden gelen, izleyici öğrenciler de katılıyor.

Dersi İş Kavramları Danışmanlık Hizmetleri’nin kurucusu Hasan Tahsin Güngör vermekte.
Öğrencilerin en çok iş hayatına adapte olabilme ve kişilerarası ilişkileri yürütebilme gibi konuları merak ettiklerini, bunun yanı sıra kendini işini kurmak isteyen öğrencileri olduğunu söyleyen Güngör, "Üniversitelerde mesleki bilginin kazandırılmasının yanı sıra, gerçek hayata dokunan, gençlerin zihinlerinde iş yaşamının canlanmasını sağlayacak derslerin etkili olduğunu düşünüyorum. Özellikle son sınıftaki gençlerimizin bu bilgi ve becerilerle beslenmesi, teknik uzmanlıkları ile bütünlük sağlayacak ve kendilerine avantaj kazandıracaktır" diyor

Kaynak :

İstanbul Üniversitesindeki İlk Seminerimizi Tamamladık


2.Bu çarşamba (23 Aralık)İstanbul Üniversitesi Beyazıt kampüste İşletme ve Çeko Kulubü üyelerine ,'Girişimcilik ve İşe Girme Yolları ' konulu bir seminerimiz oldu .İstanbul Üniversitesindeki bu seminerimizin organizasyonunu sağlayan Çeko ve İşletme kulubü üyeleri ve özellikle hazırlık sınıfından seminerimize katılan arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum .Bu yılki seminerlerimiz içinde belki de en aktif , ilgili , katılımcı , bilinçli öğrenci grubu ile karşılaşmak bizleri çok mutlu etti.

22 Aralık 2009 Salı

birFİKRİNmiVAR” Girişimcilik Yarışması Başladı



TOBB ana sponsorluğunda, LabX ve Özyeğin Üniversitesi’nin önderliğinde, WMG-Warwick University, GYİD, Microsoft ve UK Trade and Investment’ın desteğiyle gerçekleşecek yarışmada kazananlara, toplam 1 milyon lira değerinde ödüller verilecek

Hisarcıklıoğlu, “birFİKRİNmiVAR?” yarışmasında verilecek ödüllere değinerek, “Acaba ben de mi girsem diye. 1 milyon lira az para değil. Aslında girişimci için paraya da ihtiyaç yok. Türkiye’de mühtiş bir müteşebbislik var.”
Fiba Holding Yönetim Kurulu ve Özyeğin Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Hüsnü Özyeğin, kendi yaşamından örnekler verdiği konuşmasında, genç yaşta girişimci olmak gerektiğine dikkat çekti. TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı ise 2010’da 5 proje üzerinde çalışacaklarını, bunlardan birinin “birFİKRİNmiVAR?” yarışması olduğunu ifade etti. Sabancı, girişimciliğin erişilebilir bir şey olmasını göstermek gerektiğini belirtti.
Kaynak

20 Aralık 2009 Pazar

MALTEPE Üniversitesi



1.Bu perşembe Maltepe Üniversitesi'nde olacağız .Maltepe Üniversitesindeki tüm arkadaşlarımızı neden kendi işlerini kuracaklarını dinlemeleri için etkinliğimize davet ediyorum

15 Aralık 2009 Salı

Geleceğiniz, Dinlediklerinizle Daha Farklı Şekillenebilir

Yarınki kapsamlı kariyer planlama seminerimizden önce arkadaşlarımızın aşağıdaki yazıları okuması semineri daha dikkatli dinlemelerini sağlayacaktır

Yıllardır gençlerle ilgili programlar yapan , yazılar yazan Abbas Güçlünün son bir yıldır yazdığı yazıları derledim. Üniversite öğrencilerinin geleceği ile ilgili olanları buldum ve sizlerle paylaşıyorum .ABbas Güçlüye teşekürler
Üniversite ve Sonrası
Ama asıl önemli olan ondan sonrası. İşsizlik oranları arttıkça, işsiz üniversite mezunlarının sayısı da artıyor.
YÖK’ün geçen yıl hiç plan program yapmadan kontenjanları artırması, öğrencilerin de boş buldukları her fakülteye akın etmesi, önümüzdeki yıllarda daha kara tabloların önümüze çıkmasına neden olabilir.
Şu andaki istatistiklere göre, işsizlik oranının en yüksek olduğu kesim üniversite mezunları.
Yani ÖSS’yi kazanmak ve üniversiteyi bitirmek için harcanan onca emek ve paranın karşılığı yüksek yaşam standartı değil, işsizlik. Önümüzdeki 8-10 yıllık süreçte bu tablonun değişmesi de mümkün gözükmüyor.
Pek çok alanda on binlerce istihdam fazlası yetişmiş insan gücümüz var. Bu alanlara 20 yıl hiç öğrenci alınmasa yine de ihtiyacı karşılayacak kadar mezun bulmak mümkün. Ama üniversite önündeki yığılma ve popülizm nedeniyle kontenjanlar azaltılacağına daha da artırılıyor


Üniversiteye girmek, öğrenim görmek ve mezun olduktan sonra iş bulmak, zorun da ötesinde imkânsız hale geldi. Kiminle konuşsanız, bir dokunun bin ah işitin. Sadece gençler mi? Anne, babalar ve diğer aile büyükleri de onlardan farklı değil. Çocuklar gözümüzün önünde eriyip gidiyor, bir şey yapamıyoruz diye kahroluyorlar.
Ama öte yandan, onların bulunduğu noktaya gelmek için gecesini gündüzüne katan, varını yokunu bu işe yatıran milyonlar var.
Üniversiteyi kazanmak için lise 2’den itibaren kampa giren, dershaneye giden, özel ders alan, sosyal hayattan, spordan, hemen her şeyden kopan gençleri, maalesef işsizlik bekliyor. Ama ona rağmen, umutlarını yitirmemeye çalışıyorlar. Çünkü o da yok olursa, içine düşecekleri durumu hiç konuşmak bile istemiyorum.
İşsizlik oranı her geçen gün artıyor. Kronik işsizlerin en başında da gençler ve üniversite mezunları geliyor.


On yıl sonra üniversiteler boş kalacak!
Üniversite mezunu işsiz sayısının her yıl katlanarak artması nedeniyle, hemen her alanda istihdam fazlası gençlerin sayısı 50 binlere ulaşabilir. Bu da pek çok alanda kontenjanların boş kalmasına neden olabilir.
Üniversite ve dershaneleri işsizlik oranını düşüren “oyalama merkezleri” olarak gören siyasilerin bu tutumlarını değiştirmeleri mantık ölçüleri çerçevesinde olası değil.
- Meslek yüksekokulları ve benzeri mesleki eğitim veren sertifika programlarının giderek önem kazanması fakültelere olan talebi daha da azaltacak.
- Devlet üniversiteleri gibi vakıf üniversiteleri sayısında da patlama yaşanacak. Dolayısıyla üniversiteye giriş çok kolay hale geleceğinden, üniversite eğitimi sürekli olarak ileriki yıllara ertelenecek.
- Üniversite diploması askerlikte avantaj sağlıyor olmaktan çıkacağı için en azından bu amaçla yükseköğrenime yönelenlerin sayısını azaltacak.
- ABD’de yapılan araştırmalar yüksek lisans yapanların daha erken hayata atılan üniversite mezunlarına göre hem ekonomik hem de statü açısından geride kalmaları yüzünden ilginin azaldığını ortaya koyuyor. Aynı durum Türkiye’de daha erken işe yönelmeleri yani üniversite öncesinde hayata atılmayı beraberinde getirebilir.

Ama ortada bir gerçek var, ÖSS başvuruları bu yıl 200 bin azaldı ve “İlle de üniversite” diyen gençlerin sayısı her yıl düşüyor.
Aynı durum birçok AB ülkesinde yaşandı. En az 30 yıldır hiçbir yeni üniversite açılmamasına rağmen kontenjanlarını dolduramıyorlar. ABD’de de durum farklı değil.


Gençlik Üniversiteye Küstü
Üniversitelerle ilgili beklentiler dünden bugüne çok değişti. Gençler artık, diploma değil, iş istiyor.
Üniversiteye girmek için 3, bitirmek için de ortalama 5 yıl harcayan gençler, sonuçta işsiz kalınca çareyi bir an önce hayata atılmakta buldular.
Gençlerin, üniversite öğreniminden çok, iş garantili mesleklere yönelmesi, Ankara ve İstanbul gibi köklü üniversitelerde bile kontenjan açıklarına neden oldu.
İşsizlik kâbusu, gençlerin mesleklere olan ilgisini de büyük ölçüde değiştirdi. Son yıllarda yıldızı sönen tıp ve “Hiçbir şey olamıyorsan bari öğretmen ol” noktasına gelen kutsal meslek, yeniden en popüler meslekler haline geldi.


İşsizliğin Geldiği Son Nokta
Niye okusunlar ki!
TÜBİTAK Başkanı, Türkiye’de araştırmacı sayısı artıyor diye sevine dursun. Gençlerin niye yüksek lisansa ve doktoraya yöneldikleri ortada. Sadece yukarıdaki gencimiz değil, binlercesi aynı gerekçelerle, araştırmacı(!) oluyor. Nerede, neyi araştıracaklarsa?..
Üniversite mezunlarına badigartlık, danışma memurluğu ve şimdi de sekreterlik önerildiği bir ortamda, üniversite mezunu olmanın bir anlamı olabilir mi?Ama gençleri, mühendislik eğitim alıp sekreterliğe, reklamcılık ve halkla ilişkiler eğitimi alıp danışma memurluğuna zorunlu hale getirirseniz, onlardan bir verim bekleyemezsiniz...
İşsiz üniversite mezunlarının sayısı yüz binlerle ifade edilirken, onlara yeni iş ortamları değil de yeni üniversiteler ve yeni kontenjan artışları sağlayarak moral veremezsiniz. Ancak ve ancak daha fazla üzersiniz o kadar!
Özetin özeti: Ülkemizin en değerli hazineleri heba oluyor. Hem de göz göre göre!..

10 Aralık 2009 Perşembe

Kültür Üniversitesindeki Seminerimiz Tamamlandı




Tüm Kültür Üniversitesi Öğrencilerini kendi gelecekleri için 2 saat ayırmaya ve incirli yerleşkesindeki kariyer planlama seminerimize katılmaya davet ediyorum

6 Aralık 2009 Pazar

MCT 10.Pazarlama Zirvesi(Harbiye Lütfi Kırdar Kongre Sarayında)




Ülkemizdeki en iyi pazarlama zirvesi 10-11 aralıkta başlıyor. Management Centre Turkiye Firmasının düzenlediği daha önceki pazarlama zirvelerine katıldım ,çok keyifli ve faydalı oldu . Sizlerinde katılmasını tavsiye ederim. Bu zirvede ünlü şirketlerinin pek çoğu pazarlama müdürlerini ve pazarlama alanında çalışan 100lerce insanla biraraya gelebilir , kendi kişisel networkunuzu geliştirebilirsiniz. Etkinliği Düzenleyen Firma MCT ve Fiyatlar aşağıda :


Konferansın 2 ana teması olan Deneyimsel Pazarlama ve Kulaktan Kulağa Pazarlama . Biz gelecek ile ilgili öngörülerimiz doğrultusunda bu iki konuyu 2005 ten beri araştırmakta ve eğitim için örnekler bulmaya çalışmaktayız. Bu pazarlama zirvesinde de görüldü ki pazarlamanın geleceğinin hangi alanlarda olduğu konusundaki tespitlerimiz ve çalışmalarımız % 100 isabetli. Bu iki pazarlama yöntemini 500 farklı uygulama örneği ile destekli olarak isteyenlere anlatmaktayım .Eğer pazarlama alanında bir kariyer planlıyorsanız ,sizler için yapabileceğim yardım bu olacak.

Not: Yarın Doğuş Üniversitesinde 'Hangi Departmanı Seçeceğiz' İsimli bir seminerimiz olacak 14: 00 da .Bu seminer sonunda eminim arkadaşlar neden pazarlama-satış alanında bir kariyer hedeflemeleri gerektiği hakkında pek çok şey öğrenecekler.Hepinizi Beklerim . Bu Doğuş Üniv deki son seminerimiz

2 Aralık 2009 Çarşamba

İtü Liderler Zirvesi



Gelecek hafta itüde çok güzel bir kariyer etkinliği var. İtü Mezunlar Derneği organize ediyor. Hepinizin Katılmasını Dilerim
İtü Liderler Zirvesi

Özellikle aşağıdaki şirket patronlarını dinlenmek gerekli:
Pazartesi 13:30 İnş.Fk. : Enka Holding
Salı 13:30 İşl. Fk : Ata Holding
Çarşamba 13:30 Mak.Fk. : Gama
Çarşamba 17:30 Mak.Fk. : Vestel Ar-ge
Perşembe 13:30 Maslak : Index
Perşembe 17:30 Maslak : Eczacıbaşı

Sektör Günleri































Günümüzde üniversite öğrencilerin vermesi gereken kararlardan biri de kariyerlerine hangi sektörde ve firmada başlayacakları konusundadır. Bu noktada yeni yeni bazı üniversite kuluplerinin çabalarını görmekte ve taktir etmekteyim .

Bende sektörlerin geleceği konulu seminerlerimde sektörlerinin geleceğini etkileyen faktörleri belirliyor ve bunları tek tek anlatıyorum.Bu sektörler şunlar :
1. Finans
2. Perakende
3. Dış Ticaret
4. İlaç
5. Turizm
6. Hızlı Tüketim
7. Enerji
8. Telekom
9. Bilişim
10. İnşaat
11. Konut
12. Otomotiv
. Daha fazla sayıda kulup ve okulun bu etkinlinlere önem vermesi öğrencileri mezuniyet sonrası olabilecek birtakım istenmeyen sonuçlardan koruyacaktır.



İTÜ Endüstri Mühendisliği Kulubü

Marmara Üniv.İşletme Kulubü

Hacettepe Ekonomi Topluluğu

İstanbul Üniv.Müh.Klupleri Platformu

1 Aralık 2009 Salı

Düzce Üniv. Kaynaşlı Myo dayız


Henüz 2 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen Kaynaşlı Myo ciddi bir öğrenci potansiyeline ulaşmış durumda .Bu gün girşimcilik, mimarlık ,inşaat, konut ve enerji sektörlerini anlattık .Özellikle ülkemeizde alanında tek olan Yapı Ressamlığı bölümünü öneriyorum .Dış Ticaret ve Lojistik Bölümlerini de düşünebilirsiniz.

Kaynak : Düzce Damla Gazetesi

Doğuş Üniversitesi İş Buma Yolları Seminerimizi Tamamladık



Doğuş Üniversitesinden Endüstri Mühendisliği ve İnsan Kaynakları bölümü öğrencilerinin ağırlıklı olarak katıldığı seminerimizi tamamladık. İş bulma konusunda pek çok detaylı bilgiyi arkadaşlarıza aktardık . Başarılı olmalarını diliyorum

26 Kasım 2009 Perşembe

Halkbank 'ın 1250 Kişilik Memur Alımı Sınavına 300.000 Kişi Başvurdu ,şans 240 ta bire düştü


Üniversite Öğrencilerinin 'üniversite bitince bir şekilde hallederiz dediği ' İş Bulma-para kazanma' problemi bir kez daha gündeme geldi. Üniversitelerdeki arkadaşlarımızın birinci sınıftan itibaren bu konunun ciddiyetini farketmemeleri kötü sonuçlar doğuruyor.

Özel sektörde iş bulamayan , devlete kapağı atamayan ve kendi işini kurmayı başaramayan milyonlarca insanın memur olmak dışında bir yol bulamıyorlar. Bu nedenle Bankalarda ihtiyacın 240 kata kadar varan bir başvuru ile karşı karşıya kalıyor. Çünkü Üniversiteler insanlara bilim öğretiyor, onları iş ve meslek sahibi yapmıyor.(Tıp,Sağlık,Hukuk gibi belli fakülteler hariç)Para kazanma, iş bulma ve iş kurma yolları kimsenin gündeminde değil. Bankaların yaptığı bu tür sınavlardada bilimsel sorular (iktisat, hukuk,tarih,istatistik,işletme,maliye) sorulduğu için ,paraya şiddetle ihtiyaç duyan insanlar ellerindeki bilgi ile yapabilcekleri tek şey olan memurluk sınavlarını deniyor.

Türkiyede milyonlarca genç ya bekar yada işsiz. Gelin mesele bu raddeye gelmeden bizi dinleyin . 5- 10 sene sonra oluşabilecek bu problemin çözümü için erkenden önleminizi alın.Geleceği ve ülkenin gerçeklerini öğrenin ve ona göre kendinizi yetiştirin. Problemi ilerki tarihe ertelemekle ondan kaçamayacağız(Yazı Erkekler İçindir)

Kaynak :

23 Kasım 2009 Pazartesi

Okan Üniversitesinden Örnek Bir Zorunlu Kredili Ders : Kariyer ve Yaşam



Okan Üniversitesi Ülkemizde İş Piyasının İhtiyaçları Doğrultusunda Öğrenci Yetiştirmeyi Hedefleyen Bekir Okan ın Eseri .Kendisine ülkemizdeki eğitim sistemindeki en temel sorunlardan biri olan piyasanın ihtiyacı olan niteliklerde insanları yetiştirme çabasından ötürü saygılar sunuyorum .Diğer Üniversitelerin ise bu bilinç seviyeye gelebilmeleri ve bu tip bir dersi tasarlayıp zorunlu ders olarak programlarına koyabilmeleri için çok uzun yıllar geçmesi gerektiğini üzülerek bildirmek istiyorum. Şanslı Öğrenciler bu yıl Okan'da , Hazırlık Sınıfında ve 1600 kişiler..

Ayrıca gazete sayfalarında bu konuları güjdeme getirmeye çalışan Doğan Grubu İk Eki Yönetici ekibine ve Yazarlara da buradan teşekkür eder ve başarılar dilerim

15 Kasım 2009 Pazar

Bilkent Üniversitesine Tebrikler



Üniversitedeki öğrenciler, iş alanları konusunda yeterince iyi bilgi sahibi olamadıkları için kendilerini belli sektörlere uzmanlık alanlarına yada disiplinlerine odaklayamaıyor ve bunun sonucu olarak mezuniyet sonrası süreçte kendilerini belli bir konudaki uzmanlık bilgileri ile farklılaştırararak kariyerlerine iyi bir başlangıç yapabilcekleri firmalara girme şanslarını da kaybediyorlar.

Bilkent Üniversitesinin yaptığı bu İş Alanları Tanıtım Günleri Etkinliği çok değerli ve önemli.Ancak Üniversitelerde ne yazıkki konunun önemi konusunda ciddi bir bilinç mevcut değil. Bilketteki tüm öğrencileri ilgilendirkleri konularla ilgili olan seminerlere katılmalarını dilerim

Kaynak:

13 Kasım 2009 Cuma

Düzce Üniversitesi Girişimcilik Haftası Etkinlikleri



Gelecek hafta Cuma günü Düzcedeyim. Girişimcilik Konulu bir seminerim var 13: 30 da başlıyor.

Kendi işini kurmak için insanların ihtiyaç duydukları tüm cesareti ve neden girişimci olacakları ile ilgili tüm sebepleri onlara aktaracağız . Umarım diğer üniversitelerde de vakit kaybetmeden girişimcilik konusu gündemdeki yerini alır.

4 Kasım 2009 Çarşamba

İtü de Girişimcilik Semineri


Dün İtü İşletme Fakülteside İtü Girişimcilik Kulubü üyeleri ile birlikte bu yılki ilk neden kend işimizi kurmalıyız konulu seminerimizi düzenledik . katılan arkadaşlara teşekkür ediyor, diğer üniversilerdeki girişimcilik seminerlerimize bir başlangıç olmasını temenni ediyorum .

28 Ekim 2009 Çarşamba

Ne Olacak Benim Kariyerim ?


Ne olacak kariyerim isimli bir oluşum var. Henüz etkinliklerine katılmadım . Ancak aşağıda önsözlerinde yazanlar dikkat çekici.Arkadaşlara başarılar diliyor bu tip girişimlerin çoğalmasını istiyorum.Sloganları şu : 'Başkalarının Başarı Hikayeleri Seni İlgilendirmez Kendi Kendi Başarı Hikayeni Yaz Başkaları Okusun.' Bana da mantıklı gelen bir başlangıç aslında bu slogan .Aşağıda bu çalışmaların neden yapıldığını okuyabilirsiniz

'' Öğrenim sistemindeki güncelleme çalışmalarının yetersiz olması beraberinde eksik ve eski bilgileri getiriyor. Üniversite öğrencisi müfredat konularının arasında boğularak iş alanını daraltıyor. Türkiye OECD ülkeleri arasında üniversite mezunu işsiz sıralamasında yüzde 8,2 ile birinci sırada bulunuyor ve bu rakam gün geçtikçe artmaya devam ediyor.

Kendini sadece öğrenim gördüğü alanla sınırlayan üniversite öğrencisi mezun olmasının ardından dar piyasa koşullarında işe yerleşmeye çalışıyor ve mevcut sistem içinde kendi alanını daralttığı için işsizlik ile mücadele etmek sorunda kalıyor. Üniversitelerde kariyer planlama konusunda yeterli ve doğru yönlendirmenin olmaması ise öğrencilerin ellerinde diplomaları ile iş yaşamanın acımasız rekabet koşulları ile baş başa kalmasına neden oluyor.

Bu zirvelerin düzenlenmesindeki amaç ise zirveye katılacak olan öğrencilerin iş alanlarını genişletmelerini sağlamak ve gerçek iş yaşamında karşılaşacakları olayları önceden bilmelerini sağlayarak önlem almalarına destek olmaktır.'

Kaynak :

26 Ekim 2009 Pazartesi

Kariyer Planlama Seminerlerimiz Doğuş Üniversitesi İle başlıyor


Doğuş Üniversitesindeki tüm arkadaşları Kasım ayındaki seminerlere bekliyorum. İlandaki seminerlerin tamamını ben anlatacağım , gelecekte vereceği kararlarının sorumluluğunu alacak arkadaşların seminerlerlere özellikle gelmelerini isterim.

21 Ekim 2009 Çarşamba

Üniversite Kariyer Merkezleri


Her yıl 250 000 e yakın öğrenci üniversitelerden mezun oluyor.Pek çoğu uzun süren eğitim süreci sonunda, ekonomik nedenlerden ötürü hemen iş arayışı içerisine giriyor.Ancak bu süreçte hangi şirkete , hangi departmana ,hangi sektöre başvuru yapacakları konusunda öğrencilere verilen bilgiler pek yeterli değil. Konu İle İlgili yazı aşağıda :Kaynak

Ekonomik kriz nedeniyle işsizlik çığ gibi büyümeye devam ederken, mevcut tabloya her yıl üniversitelerden mezun olan binlerce yeni mezun çalışan adayı ekleniyor. Ancak artık üniversiteler de mezun edecekleri öğrencilerin işsizler ordusuna katılmamaları için büyük bir çaba sarf ediyor. YÖK’e bağlı 132 devlet ve vakıf üniversitesinin önemli bir kısmının kariyer merkezi adeta istihdam bürosu gibi çalışıyor. Yani bir anlamda üniversiteler kendi söküklerini kendisi dikiyor.

Zira artık üniversite mezunlarının iş bulabilmeleri için sadece iyi puanla öğrenci alan bir bölümü bitirmek yetmiyor. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR)’a gelen talepler de bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Ocak 2009 verilerine göre aralarında mühendis, mimar ve öğretmenlerin bulunduğu 11 bin 542’si lisans, yüksek lisans ve doktora, 10 bin 427’si ise önlisans programlarından mezun olmak üzere toplam 21 bin 969 üniversite mezunu başvuru yapmış.


Kariyer merkezlerinin birçoğu ise son sınıf öğrencileri ağırlıklı olmak üzere tüm öğrencilerinin özgeçmişlerini toplayarak İnternet siteleri aracılığıyla ya da kitapçık halinde bunları sektörlerin önde gelen yöneticilerine ve iş ortaklarına ulaştırıyor. Bu sayede kalifiye eleman arayan patronlar hızlı bir şekilde eleman açıklarını kapatabiliyor. Şirketlerin üniversitelerin İK sitelerine verdikleri ilanlar da iş arayan yeni mezunların boş pozisyonlardan daha önce haberdar olmalarını sağlıyor.

Sadece MBA programları için her yıl CV kataloğu oluşturduklarını söyleyen Sabancı Üniversitesi Mezunlarla İlişkiler ve Kariyer Geliştirme Yöneticisi Şule Yalçın, mezunlarının bir yıl içerisinde istihdam edilme oranının yüzde 93 olduğunu söylüyor. İlk lisans mezunlarını verdikleri 2003 yılından bu yana toplam 2 bin 626 kişinin diploma aldığını ifade eden Yalçın, aralarında P&G, Coca-Cola, Efes Pilsen, Hedef Alliance, Fritolay ve Unilever’in bulunduğu pek çok şirketin kilit pozisyonlarında öğrencilerinin görev aldığını belirtiyor.

Koç Üniversitesi Kariyer Ofisi Koordinatörü Efsun Fırtına Can ise 2008 yılında lisans, yüksek lisans ve MBA programlarından mezun olan 733 kişiden yarısının çalışma hayatına atıldığını söylüyor. Mezun veri tabanındaki bilgilere göre iş arayanların oranı ise yüzde 15 civarında.

Ocak 2009’da faaliyete geçen www.bogazicikariyer.com da Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine ve mezunlarına iş dünyasının kapısını aralıyor. BÜMED Kariyer Merkezi ve Üye-Mezun İlişkileri Yöneticisi Zeynep Akpolat ile Kariyer Merkezi Sorumlusu Filiz Karakuş, siteden şu an için kurumsal anlamda tüm kurumların faydalanabildiğini dile getiriyor. Ancak şirket yöneticileri veya çalışanları arasında en az bir BÜMED üyesi olanlar bir yıl ücretsiz kurumsal üyelik avantajına sahip olabiliyor. Bu üyeliğin içinde ise sınırsız part-time ilan verme ve 10 full-time ilan verme hakkı bulunuyor.
Güray ERİŞKİN-Üniaktivite.net Kurucusu ve Genel Koordinatörü

Farkındalık artıyor

Kariyer merkezleri arasında son yıllarda -köklü birkaç devlet üniversitesi dışında- vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerinden daha aktif ve dinamik olduğunu söyleyebiliriz. Özel sektörle bağlantıların kurulması ve çözüm ortakları portföyü oluşturulması anlamında vakıf üniversiteleri bu trendi tetikleyici bir etkiye sahip oldu. Diğer taraftan devlet üniversitelerinin de marka gücünden ve akademik kadrosundan gelen bir bilinirliliği ve kalitesi var. Bugünkü rekabet ortamında kendisine “Mezunlarımı iş yaşamına nasıl daha kolay adapte ederim ve uygun bir işe nasıl yerleştiririm?” sorusunu sormayan ve bu konuda bir açılım yapmayan üniversite sayısı günden güne azalıyor.

Sevinç ENER- İstanbul Bilgi Üniversitesi Kariyer Gelişim Merkezi Koordinatörü

Umutlar tükenmemeli!

İş dünyasının şu anda içinden geçtiği süreç olumsuz olsa da Bilgi Kariyer Gelişim Merkezi olarak, iş dünyasına yönelik iyi yetiştirilmiş, kendini tanıyan, ilgi alanlarını bilen ve kariyer hedefi olan yeni mezun gençlerin istihdam edilebilir olduğuna inanıyoruz. Öğrencilik hayatı boyunca kendini keşfetmeye ve yetkinliklerini geliştirmeye çalışan, bu anlamda stajlarını yapan ve aktif olarak iş dünyasına ilgi duyan öğrencilerin mezun oldukları noktada rahatlıkla işe yerleşebildiğini gözlemliyoruz.

M. Fulya KURTER- Bahçeşehir Üniversitesi CO-OP Kariyer Koordinatörü

Teorik bilgileri pratiğe dökme zamanı

İş dünyası ile köprü oluşturabilecek etkinlikler sayesinde firmalar ve ilgili profesyonellerle öğrencileri buluşturmaya devam ediyoruz. Bunun yanı sıra yurtdışında yaygın olarak uygulanan Cooperative Education’dan esinlenilen bir model olan CO-OP eğitimi de bu dönem hayata geçecek. Yeni programa göre üniversitede teorik eğitim verilirken iş yerinde de uygulamalı eğitimler yapılacak. Ayrıca bu dönem üniversitemizde “İşe Uyum Dersi” adı altında seçmeli bir ders de açılacak.

Beyin Göçü


yaklaşık 6 ay önce Genç MÜSİAD tarafından düzenlenen "Beyin Göçü" panelindeki tespitler ilgi çekici ve ciddi görünüyor.

''Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu,Konuşmasına, Türkiye'de yüksek eğitim gören beyinlerin yüzde 59'unun yurtdışına çıktığını ve sadece bunların yüzde 17'nin geri döndüğünü belirterek başladı. Türkiye de meslek şovenizmi olduğu ifade ederek, herkesin kendi alanı içine başkalarını girmesinden rahatsız olduğunu söyledi.

Çiftçioğlu, yurtdışındaki beyinlerin ülkelerine neden döndüklerine ilişkin olarak bunun ilk nedeni olarak çalıştığı yerdeki işini kaybetmesi, burslu gidenlerin bu burs karşısında mecburi hizmet verme zorunluluğu, aile özlemi, vatana katkı, kendini yalnız hissetmesi gibi nedenlerden dolayı döndüğünü kaydetti.


Çiftçioğlu, yurtdışındaki beyinlerin ülkelerine neden döndüklerine ilişkin olarak bunun ilk nedeni olarak çalıştığı yerdeki işini kaybetmesi, burslu gidenlerin bu burs karşısında mecburi hizmet verme zorunluluğu, aile özlemi, vatana katkı, kendini yalnız hissetmesi gibi nedenlerden dolayı döndüğünü kaydetti.

Beyin göçünün durdurulması için neler yapılması gerektiğine hakkın bilgi veren Çiftçioğlu, öncelikli olarak zihniyet değişikliği olması, yerli, yabancı yatırımların, ekonomik koşulların düzelmesi, istihdamın artması ve girişimciliğin desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Birkaç gün önce önemli bir devlet adamıyla buluştuğunu anlatan Çiftçioğlu, "En yüksek konumdaki kişi kapsını çaldım. Ben iş bulmadım ben ne yapacağım. Ben Amerikaya geri dönüyorum. Burada 370 gündür iş bulamıyorum. Patentlerim var, 200'ü aşkın yayınlarım var ben ne yapacağım. Kendisi bana dedi ki; bir pırlata bulursun onu küpe yaparsın yüzük yaparsın ancak pırlanta kaldırım taşı büyüklüğündeyse hiçbir yere sığmazsın. Sen geri dön. Bilimini fizanda da yapsan döner dolaşır Türkiye'ye faydası dokunur" dedi.

Genç MÜSAİD Başkanı Mahmut Nebati ise beyin göçünün başlıca sebepleri olarak, eğitilmiş insanların sayısal ve nitelik bakımından iş çevrelerinin ihtiyacından yüksek olması, maddi manevi tatminsizlik, üniversite öğretim kadrolarında yer almada karşılaşılan sıkıntılar, ilim zihniyetinin ve şartlarını bulunmayışı, ekonomik istikrarın olmayışı, gelişmiş ülkelerin teknolojik gelişme ve yeniliklerin merkezi olması olarak sıraladı.

Nevada Üniversitesi Endüstriyel Etüt Merkezi Direktörü Prof.Dr. Yunus Çengel de Türkiye'yin göçü veren bir ülke olduğunu belirterek "Türkiye'nin beyin'i istemediğini, hatta Türkiye bundan korkuyor" dedi.

Kaynak





Konu ile ilgili bir başka araştırmada ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından yayınlanan “Türkiye’de Araştırma-Geliştirme: Ne Durumdayız? Ne Yapmalıyız?” konusundaydı . Araştırma beyin göçünün Türkiye’nin kalkınmasını olumsuz yönde etkilediğini ortaya koydu.


Araştırmada, plansız, kitlesel ve ucuz eğitim ile hem atıl ve niteliksiz işgücü yaratıldığı, hem de nitelikli beyinlerini kaybettiği vurgulanarak, “Gelişmekte olan ülkeler kıt ve hayati olan nitelikli insan gücünü kaybetmekte, yapılan beşeri yatırımlar boşa gitmektedir. Bugün profesyonel bir sporcu, sanatçı veya yönetici milyonlarca dolar karşılığında transfer olurken, nitelikli insanlar bedelsiz transfer olmaktadırlar” denildi.

Ülkeden kaçan kaçana

Beyin göçünün dünya çapında önemli bir sorun olduğu belirtilen araştırma sonuçlarına göre, Türkiye en fazla beyin göçü veren 34 ülke içinde 24. sırada yer alıyor. İyi eğitim gören her yüz kişiden 59’unu kaybeden Türkiye’de üniversitede okuyan gençlerin yüzde 73’ünün yurt dışında çalışmak ve yaşamak istiyor. Yurt dışında öğrenim sürdürenlerin ise yüzde 77’si ülkeye kesin dönüş yapmak isterken, Türkiye bugün iyi eğitim görmüş gençlerin sadece yüzde 41’ini elinde tutabiliyor. YÖK’ün verilerine göre 24 bini Almanya’da, 15 bini ABD’de olmak üzere 50 binden fazla Türk genci yurt dışında eğitim görüyor. Türkiye, yurtdışına en çok öğrenci gönderen ülkeler arasında 11. sırada yer alıyor. ABD “olağanüstü araştırmacılara” her yıl 135 bin H1-B vizesi veriyor. ABD’ye göç eden nitelikli göçmenlerin Amerikan ekonomisine katkısının kişi başına yıllık 150 bin dolar düzeyinde olduğu hesaplanıyor.
Türkiye’de 2005-2006 öğretim yılında ÖSYM-YÖK verilerine göre, 36 bine yakın öğrenci devlet ve özel vakıf üniversitelerinde sanayi/ticaretin gelişmesi için mühendislik-mimarlık ve şehir plancılığı alanlarında eğitim görüyor.

Üniversitelerin kontenjanlarının toplamına göre 30 bin 857’si devlet ve 4 bin 956’sı vakıf üniversitelerinde okuyor. Devlet 51 ve Vakıf Üniversiteleri 23 dalda Mühendislik-Mimarlık Eğitimi veriyor. Devlet Üniversitelerinde en fazla kontenjan Makine, İnşaat ve Ziraat Mühendisliğinde iken Vakıf Üniversitelerinde Bilgisayar, Endüstri ve Elektrik-Elektronik Mühendisliğinde bulunuyor. .

2005-2006 öğretim yılında Devlet ve Vakıf Üniversite kontenjanları birlikte dikkate alındığında yılda en fazla Makine, İnşaat, Ziraat , Bilgisayar, Endüstri, Elektrik-Elektronik, Mimarlık, Jeoloji, Kimya, Gıda, Çevre ve Maden Mühendisi yetiştiriliyor. Yıllık kontenjanı binin üzerinde 12 mühendislik dalı bulunuyor.

Araştırmada, Türkiye’nin mevcut 80’e yakın üniversitenin yanı sıra, 17 yeni üniversite daha açma kararının insan gücü planlama çalışmasına ve ihtiyaç analizine dayalı olmadığı, bu üniversitelerin yeterli altyapıları ve nitelikli öğretim elemanlarının da bulunmadığına dikkat çekildi.

Kaynak

14 Ekim 2009 Çarşamba

Üniversite Öğrencilerine Yönelik İlk Seminerimizi Hatırlayalım


İstanbul Ticaret Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 1.sınıf öğrencilerine yönelik yaptığımız Endüstri Mühendisliği Kariyerine İlk Adımlar' konulu sohbet için verdiği destek ve ilgiden ötürü Bölüm Başkanımız Sn.Prof. Dr.Semra Birgün Hanım'a ve tüm katılımcı arkadaşlarımıza teşekkür ederim


Öncelikle Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerine bugünkü womm seminerine olan yoğun katılımları nedeniyle çok teşekkür ederim .İlgileri ve sabırları nedeniyle şükranlarımı sunarım . Vakitlerini womm konusunda anlatacaklarımı dinlemek için ayırmaları , daha önceden beni tanımadıkları halde soruları ,eleştirileri ve paylaşımları ile seminere katılımcı olmaları nedeniyle de memnuniyetimi belirtmek isterim .

Organizasyonun düzenleyici tarafında ise Marmara Üniversitesi Tanıtım Ajansı ve Gençpark'a sonsuz teşekkürler . Ne teknik bir arıza oldu , ne ayakta kalan dinleyici , ne havasız yada soğuk bir ortam , nede resmi izin konusunda yaşanan bir tatsızlık . İnsanların Yeni Pazarlama Yöntemleri gibi geleceğe dönük bir konu ile ilgili bir seminere katılmalarını sağlamak çok net ve taktir edilmesi gereken bir başarıdır . Beklentilerimin üzerinde bir organizasyon başarısına imza atmalarından ötürü emeği geçen tüm arkadaşlarımı kutluyorum .


Endüstri Mühendisliği öğrencilerinin kariyerlerini geliştirmeleri amacıyla düzenlenen sohbet içi Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Eğitim Birimi Sorumlusu Devrim Kartal'a ve katılımcı arkadaşlara teşekkürler




Ankara Üniversitesi Pdr Bölümünden Değerli Hocamız Binnur Yeşilyaprak Hanım'a bana vermiş olduğu bu imkandan ötürü şükranlarımı sunar , rehber öğretmen adayı öğrenci kardeşlerime de bundan sonraki yaşamlarında başarılar dilerim .


Salı günü Manisada İİBF deki Pazarlama ve Kariyer Seminerini organize eden Geyak (Genç Yatırımcılar Kulubü )ne ve seminere katılan öğrenci arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum .

6 Ekim 2009 Salı

FACEBOOK TA KENDİNİZE UYGUN BİR GRUBUMUZA ÜYE OLABİLİRSİNİZ


Facebook Gruplarımıza üye olabilirsiniz

Öss Adayı Lise Öğrencileri Doğru Meslek

Üniversite Öğrencileri Doğru Kariyer

SBS Adayı İlköğretim Öğrencileri de Doğru Lise grubuna katılabilirler.

Önümüzdeki dönemde benzer özelliklerde ve amaçlardaki öğrencilerin biraraya geleceği etkinlikler düzenlemeyi planlıyoruz. Bu grup bizim hem etkinlikler hakkında sizlere haber vereceğimiz hemde sizlerin düşünceleriniz , kaygılarınız, kararsızlıklarınız , pişmanlıklarınız ve üniversite ve bölüm seçiminde aklınıza gelebilecek herşeyi anlatabileceğiniz bir platform olacak . Arkadaşlarınızı da davet edebilirsiniz.

4 Ekim 2009 Pazar

Son Ek Yerleştirme Dönemi İçin Önerilen Üniversite ve Bölümleri Şöyle :

Belirli yazılar insanları boş yere oyalamaması açısından geçerli olduğu süre tamamlandığında kaldırılmaktadır

1 Ekim 2009 Perşembe

Türkiye'de Genç İşsizliği


Türkiye'de gençler arasında da tam ve sürekli istihdam beklentisi olmadan ve sosyal güvenliksiz çalışma yaygın. AB ülkelerinde gençlerin eğitimi artıkça işsizlik oranlarının düşmesine rağmen, bu ilişki Türkiye'de tersine işliyor.

Türkiye'de genç nüfus önemli sorunlarla karşı karşıya. Eğitimsizlik, yoksulluk, sosyal dışlanma bunların bazıları. Bunlar kişisel donanım ve motivasyon eksikliği ile açıklanamayacak kadar boyutlu sorunlar. Ayrıca bunların sadece istihdam olanağı elde etmekle aşılamayacak sorunlar olduğunu söyleyebiliriz. Genç yoksulluğu, kuşaktan kuşağa geçen yoksulluk ve çalışan genç yoksulluğu, kayıt dışı çalışan, ağır iş koşulları yine istihdamın tek başına gençlerin ekonomik sorunlarını dahi çözmekte yeterli olamayacağını gösterecek kadar önemli ve yaygın olgular.
Diğer yandan ev içi ve dışı yaşam alanlarının kısıtlı olması; farklı kültür ve kimlik arayışlarının toplumda hoş görülmemesi, gençlerin okul dışı zamanlarını değerlendirebilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri, aile ve okul dışında sosyalleşebilecekleri gençlik merkezi gibi onlar için yaratılmış alanların çok kısıtlı olması gibi sorunlardan söz edilebilir.

En temel olarak da gençlerin toplumsal hayata katılımının kısıtlı olmasından ve yetişkinlerle eşit haklar elde edebilmek için yetişkin olmayı beklemeleri gerekmesinden söz edilebilir.

Tüm bu sorunlar dikkate alındığında, genç işsizliğinin gençlerin sorunlarının çözümünde yegane kritik eşik olduğunu önermenin yerinde bir yaklaşım olmadığı ortada. Ama ne olursa olsun, genç işsizliğinin boyutu sorunların ağırlaşmasında önemli bir faktör. Türkiye'de gençlerin, 15-24 yaş grubu için işsizlik oranı yüzde 20. Tarım dışı işsizlik rakamları dikkate alındığında 15-19 yaş grubu için yüzde 22,5'e ve 20-24 yaş grubu için yüzde 23,8'e yükseliyor. Türkiye'de en yüksek işsizlikse yüzde 28 ile tarım dışı genç kadınlarda görülüyor.

Genç işsizliği yetişkin işsizliğinin iki katı
Türkiye'de genç işsizliği uzun yıllardan beri yetişkin işsizliğinin en az iki katı. Bu olgu genç işsizliğini azaltmak için Türkiye'de yeterli politikalar uygulanmadığını gösteriyor. Ayrıca, bu oranlar genç işsizliğiyle mücadele için ekonomik ve sosyal politikaların birlikte tasarlanmalarını gerektirecek kadar büyük.

Uluslararası kuruluşlar, gençlik istihdamına yönelik ulusal stratejiler oluşturulmasında tüm paydaşların katkısını almak gereğini vurguluyorlar. Örneğin Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Bankası (DB) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)'nün ortaklığıyla bir "Gençlik İstihdam Ağı" kurdular. Türkiye, bu ağın gençlere istihdam yaratmaya yönelik çalışmalarına katılacağını 2006 yılında taahhüt etmiş olmasına rağmen, bugüne kadar herhangi bir gelişme olmadı. Ayrıca yine taahhüt etmiş olmasına rağmen Türkiye'nin henüz oluşmuş ve paydaşlarla tartışılmış bir gençlik istihdamı stratejisi yok.

Eğitim sorunu çözmekte yeterli değil
Göstergeler Türkiye'de eğitimin gençlerin işsizlik sorununu çözmekte yeterli olmadığını gösteriyor.(1) Türkiye'de yeni mezun olan, lise ve üzeri eğitim almış yüksek sayıdaki genç işgücünün istihdam olanakları oldukça düşük. Örneğin 20-24 yaş grubundaki genç işsizlerin yüzde 18,5'i üniversite mezunu.

AB ülkelerinde gençlerin eğitimi artıkça işsizlik oranlarının düşmesine rağmen, bu ilişki Türkiye'de tersine işliyor. Türkiye'de yeni mezun eğitimli gençlerin iş bulma sorunlarının olması bir kaç noktayı gözler önüne seriyor. Bunlardan birincisi eğitim sisteminin örgün eğitim sisteminde edinilen niteliklerin işgücü piyasasının ihtiyaçlarıyla uyuşmadığı konusu. İkincisi ise, eğitimden istihdama geçişi kolaylaştıracak, özel olarak gençlere hizmet veren rehberlik, işbulma ve eşleştirme kurumlarına ve politikalara gerek olduğu. Bu kurumlarının, niteliksiz ve geçici işlerde çalışan, dezavantajlı gençlere ikinci bir mesleki eğitim ve nitelik kazanma olanağı sağlaması önemli. Gençler için özel olarak tasarlanmış eğitim ve iş eşleştirme kurumları gelişmiş ülkelerde çok yaygın.

Kaynak

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı “Türkiye'de Gençlik” Raporu



Gençlerin yüzde 40'lıkbölümünü oluşturan, “ne çalışan, ne de okuyan 5 milyon genç ise atıl durumda”bulun uyor. Rapor, bunların 3 milyonunu da “görünmez gençlik” olarak niteliyor.
Raporda gençliğin eğitim fırsatları da büyüteç altına alınıyor ve birkaç yıl içinde 12
milyon kişinin çalışma yaşına erişeceği Türkiye'de eğitimde hem nicelik, hem de nitelik
yönünden büyük sorunlar yaşandığı vurgulanıyor.

Son yıllardaki güçlü ekonomik büyüme, buna paralel bir istihdam artışına dönüştürülemedi. Son zamanlarda yapılan kamuoyu araştırmaları, en önemli ekonomik sorun olarak, yüksek enflasyon kaygısının yerini, işsizlik endişesinin aldığını gösteriyor. Türkiye'de gençlerin en çok istediği şey, doğru düzgün bir iş bulmak. Gençliğin Durumu Araştırmasında gençlerin
yüzde 49,1'i en çok istedikleri şeyin iyi bir iş olduğunu söyledi. Yüzde 18,1 ile saygınlık ve yüzde 16,9 ile sevgi daha arkadan geldi.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanlığı görevi birkaç aya kadar Devlet eski Bakanı Kemal Dervişe aitti.


Kaynak

Gül'den İşsiz Gençlik Yakınması


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, nüfusun çoğunluğunu oluşturan gençlerin, ciddi bir meslek sahibi olmadığından yakındı.

Resepsiyona katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gazetecilerin hatırlatması üzerine genç işsizlerle ilgili şunları söyledi:

"Gençler var ama bakıyorsunuz, ne duvar yapmaktan anlıyor, ne inşaattan, ne otomobil tamirinden, ne elektrikten, ne kaloriferden. Büyük nüfus var. Türkiye’deki büyük genç nüfus maalesef bir şey bilmiyor. Her meslek kendi içerisinde onurludur. Her meslek iyi yapılınca çok değerlidir. Küçük-büyük meslek diye bir şey yoktur. Bu sadece Hükümetin değil, herkesin üzerinde çok durması gereken bir konu."

Salonda dolaşırken, YÖK Başkanı Özcan ile karşılaşan Gül ile Toptan, tekrar genç işsizleri gündeme getirdi. İlk olarak Toptan, Özcan’a dönerek, "Türkiye’nin iş gücü talebiyle bizim eğitilmiş insan gücümüz çelişiyor. Piyasa başka adam arıyor, biz başka adam yetiştiriyoruz" dedi. Özcan’ın, "Düzeltmek üzereyiz efendim" demesinin ardından Gül söze girerek, "Bu gerçekten günlük hayatımızın işi. Ufacık birşey yaptırın, ufak bir inşaat yaptırın, evinize bir elektrik işi yaptırın, işini iyi bilen çok az. Herkes diplomalı ama işini iyi yapan çok az" dedi.

Kaynak

Üniversite Mezunları Türkiye'de iş Aramaktan Vazgeçiyor.


'Ekonomik kriz', 'işsizlik' ve 'işten çıkarılma' gibi kavramların sık sık kullanılması yeni üniversite mezunlarını umutsuzluğa düşürüyor. Birçok mezun, içine düştüğü karamsar hava sebebiyle Türkiye'de iş aramaktan vazgeçiyor.

Okumak ve çalışmak için yurtdışına gidiyor. Bu tablo Türkiye'deki tüm üniversite öğrencileri ile mezunlarının katıldığı bir araştırmanın sonucu. İnsan kaynakları platformu Kariyer Genç'in yaptığı araştırmaya göre iş aramaktan vazgeçen mezunların yüzde 40'ı üniversitede bir şekilde eğitimlerine devam etmek istiyor. Bunda işsizlik korkusunun da payı var. Bu yıl mezun olan öğrencilerin sadece 2 farklı yere iş başvurusunda bulunması da bu korkunun varlığını ispatlıyor. Ayrıca bu yıl her 10 yeni mezundan 4'ü ise alanları dışında kalan pozisyonlara iş başvurusu yaptı. Mühendislik okuyanlar satış ve pazarlamaya, fen edebiyat mezunları müşteri hizmetleri temsilciliği ve satış yöneticiliğine, iletişim fakültesi öğrencileri ise çağrı merkezi temsilciliğine iş başvurusu yapıyor. Birçok mezun ise işsizlik korkusu ile yüksek lisans, dil kursu ve çeşitli sertifika programlarına rağbet ediyor. Yurtdışı eğitim programlarına yapılan başvuruların artma sebebi de mezunların işsiz kalma korkusu.

Kariyer Genç Genel Müdürü Nurettin Özdoğan, bu tablonun oluşmasında ekonomik kriz, işsizlik, işten çıkarılma gibi haberlerin rol oynadığını söylüyor. Araştırmada yeni mezunların donanımlı olup olmadıkları da ayan beyan gün yüzüne çıktı. Her 10 yeni mezundan 4'ü staj yapmamış. Üniversite 3. ve 4. sınıf öğrencileri ise bir CV hazırlamayı henüz erken buluyor. Her 10 gençten 7'sinin hazır bir CV'si yok. 90'a yakın şirketle çalışan Kariyer Genç'in Genel Müdürü Özdoğan, iş hayatını hiç görmemiş üniversite mezunu ordusunun şirketleri düşündürdüğünü söylüyor. Özdoğan, telekomünikasyon sektörünün yanı sıra ilaç şirketleri, bankalar, hızlı tüketim sektörü ve perakende alanında kriz yokmuşçasına eleman alımı yapıldığını, gençlerin buraları takip etmesi gerektiğini kaydediyor. Öğrenciler pek seslendirmese de Kariyer Genç İş Geliştirme Müdürü Samet Ensar Sarı, üniversitelerin iş hayatına hazırlama noktasında daha etkili olması gerektiğini söylüyor: "Araştırmamıza göre her 10 gençten 4'ü CV hazırlaması noktasında bir fikre sahip değil. Buna ek olarak her 10 gençten 6'sı şimdiye kadar hiç iş ya da staj aramadığını belirtiyor. Bu rakamlar gençlerin iş dünyasına hazırlıkta çok bilinçli hareket etmediklerini gösteriyor."

Kaynak

30 Eylül 2009 Çarşamba

Son Ek Yerleştirme Döneminden Önce


Pazartesi günü ek yerleştirmeler için başvuru yapabilirsiniz. Bu noktada size Okan üniversitesini de düşünmenizi öneririm. Aşağıda Okan Üniversitesi için önerebilceğim bölümlerin bir listesini çıkardım. Daha güvenle size önerebileceklerimi ise Yıldızla belirttim .

A.İktisadi İdari Bilimler
1. Uluslararası Ticaret ***
2. Uluslararası Lojistik ***
3. İngilizce Uluslararası İlişkiler **
4. İngilizce Bankacılık **
5. İngilizce İşletme **
6. Sağlık Yönetimi

B.Fen Edebiyat
1. Mütercim Tercümanlık (Rusça)***
2. Mütercim Tercümanlık (İngilizce) ***
3. Mütercim Tercümanlık (Arapça) ***
4. Mütercim Tercümanlık (Çince) **
5. Mütercim Tercümanlık (Almanca) **
6. Psikoloji *
7. Uygulamalı Matematik

C.Mühendislik - Mimarlık
1. İngilizce İnşaat Müh ***
2. İngilizce Mimarlık ***
3. İngilizce Elektrik - Elektronik *
4. İngilizce Makine **
5. Otomotiv Müh . **
6. Bilgisayar Müh. *

D.Uygulamalı Bilimler
1. Turizm Otelcilik ***
2. Gastronomi ***
3. Deniz ve Liman İşletme ***
4. Halkla İlişkiler ve Reklam *

E.Sağlık Bilimleri
1. Hemşirelik ***

F.Güzel Sanatlar
1. İç Mimarlık *
2. Moda Tasarım
3. Endüstriyel Tasarım

Okan Üniversitesi Önerme Sebeplerim Şunlar
İş Yaşamından İnsanları Danışma Kuruluna ve Yönetime Alarak size Piyasaya yakın Olma Fırsatı Yaratmaya Çalışan Üniversite

İş Yaşamına Hazırlamayı Önemseyen Bir Üniversite

İş Dünyası ile İlişkilere Önem Veren Bir Üniversite

Öğrencilerin Kariyer Şanslarını Arttırmayı Amaçlayan Bir Üniversite



Okuyacağınız Bölümü bir yıl sonra dersleri ve bölümleri iyice tanıdıktan sonra seçebilme özğürlüğü

İyi Rusça Öğrenme Fırsatı Var

İyi Çince Öğrenme Fırsatı Var

İngilizce Öğrenme Fırsatı Var

% 25 Burslu Okuma Fırsatı Var

Üniversiteyi Ufak Binalarda Değil Kampüste Okuma Fırsatı Var

Kadıköy ,Taksim ,Beşiktaş ve Levent'e Servislerle Rahatça Gidebileceğiniz Bir Üniversite


Pegasus Havayolları (Ucuz Biletle Seyahat Edebileceğiniz Firma )Sabiha Gökçen havalimanına çok yakın(İstanbul a uzak Şehrlerdekiler İçin)

Okulun Yurdunda Kalarak Üniversiteyi Hem İstanbulu Yaşayarak hemde Ailenizden ayrı Okuma Fırsatı Var Not: ( Eğer Yol Yorucu Olursa İstanbullular İçin )



Ücreti Bazı Üniversiteler Gibi 25 Milyar Değil

Taban Puanları Ulaşılabilir Düzeylerde