28 Ekim 2009 Çarşamba

Ne Olacak Benim Kariyerim ?


Ne olacak kariyerim isimli bir oluşum var. Henüz etkinliklerine katılmadım . Ancak aşağıda önsözlerinde yazanlar dikkat çekici.Arkadaşlara başarılar diliyor bu tip girişimlerin çoğalmasını istiyorum.Sloganları şu : 'Başkalarının Başarı Hikayeleri Seni İlgilendirmez Kendi Kendi Başarı Hikayeni Yaz Başkaları Okusun.' Bana da mantıklı gelen bir başlangıç aslında bu slogan .Aşağıda bu çalışmaların neden yapıldığını okuyabilirsiniz

'' Öğrenim sistemindeki güncelleme çalışmalarının yetersiz olması beraberinde eksik ve eski bilgileri getiriyor. Üniversite öğrencisi müfredat konularının arasında boğularak iş alanını daraltıyor. Türkiye OECD ülkeleri arasında üniversite mezunu işsiz sıralamasında yüzde 8,2 ile birinci sırada bulunuyor ve bu rakam gün geçtikçe artmaya devam ediyor.

Kendini sadece öğrenim gördüğü alanla sınırlayan üniversite öğrencisi mezun olmasının ardından dar piyasa koşullarında işe yerleşmeye çalışıyor ve mevcut sistem içinde kendi alanını daralttığı için işsizlik ile mücadele etmek sorunda kalıyor. Üniversitelerde kariyer planlama konusunda yeterli ve doğru yönlendirmenin olmaması ise öğrencilerin ellerinde diplomaları ile iş yaşamanın acımasız rekabet koşulları ile baş başa kalmasına neden oluyor.

Bu zirvelerin düzenlenmesindeki amaç ise zirveye katılacak olan öğrencilerin iş alanlarını genişletmelerini sağlamak ve gerçek iş yaşamında karşılaşacakları olayları önceden bilmelerini sağlayarak önlem almalarına destek olmaktır.'

Kaynak :

26 Ekim 2009 Pazartesi

Kariyer Planlama Seminerlerimiz Doğuş Üniversitesi İle başlıyor


Doğuş Üniversitesindeki tüm arkadaşları Kasım ayındaki seminerlere bekliyorum. İlandaki seminerlerin tamamını ben anlatacağım , gelecekte vereceği kararlarının sorumluluğunu alacak arkadaşların seminerlerlere özellikle gelmelerini isterim.

21 Ekim 2009 Çarşamba

Üniversite Kariyer Merkezleri


Her yıl 250 000 e yakın öğrenci üniversitelerden mezun oluyor.Pek çoğu uzun süren eğitim süreci sonunda, ekonomik nedenlerden ötürü hemen iş arayışı içerisine giriyor.Ancak bu süreçte hangi şirkete , hangi departmana ,hangi sektöre başvuru yapacakları konusunda öğrencilere verilen bilgiler pek yeterli değil. Konu İle İlgili yazı aşağıda :Kaynak

Ekonomik kriz nedeniyle işsizlik çığ gibi büyümeye devam ederken, mevcut tabloya her yıl üniversitelerden mezun olan binlerce yeni mezun çalışan adayı ekleniyor. Ancak artık üniversiteler de mezun edecekleri öğrencilerin işsizler ordusuna katılmamaları için büyük bir çaba sarf ediyor. YÖK’e bağlı 132 devlet ve vakıf üniversitesinin önemli bir kısmının kariyer merkezi adeta istihdam bürosu gibi çalışıyor. Yani bir anlamda üniversiteler kendi söküklerini kendisi dikiyor.

Zira artık üniversite mezunlarının iş bulabilmeleri için sadece iyi puanla öğrenci alan bir bölümü bitirmek yetmiyor. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR)’a gelen talepler de bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Ocak 2009 verilerine göre aralarında mühendis, mimar ve öğretmenlerin bulunduğu 11 bin 542’si lisans, yüksek lisans ve doktora, 10 bin 427’si ise önlisans programlarından mezun olmak üzere toplam 21 bin 969 üniversite mezunu başvuru yapmış.


Kariyer merkezlerinin birçoğu ise son sınıf öğrencileri ağırlıklı olmak üzere tüm öğrencilerinin özgeçmişlerini toplayarak İnternet siteleri aracılığıyla ya da kitapçık halinde bunları sektörlerin önde gelen yöneticilerine ve iş ortaklarına ulaştırıyor. Bu sayede kalifiye eleman arayan patronlar hızlı bir şekilde eleman açıklarını kapatabiliyor. Şirketlerin üniversitelerin İK sitelerine verdikleri ilanlar da iş arayan yeni mezunların boş pozisyonlardan daha önce haberdar olmalarını sağlıyor.

Sadece MBA programları için her yıl CV kataloğu oluşturduklarını söyleyen Sabancı Üniversitesi Mezunlarla İlişkiler ve Kariyer Geliştirme Yöneticisi Şule Yalçın, mezunlarının bir yıl içerisinde istihdam edilme oranının yüzde 93 olduğunu söylüyor. İlk lisans mezunlarını verdikleri 2003 yılından bu yana toplam 2 bin 626 kişinin diploma aldığını ifade eden Yalçın, aralarında P&G, Coca-Cola, Efes Pilsen, Hedef Alliance, Fritolay ve Unilever’in bulunduğu pek çok şirketin kilit pozisyonlarında öğrencilerinin görev aldığını belirtiyor.

Koç Üniversitesi Kariyer Ofisi Koordinatörü Efsun Fırtına Can ise 2008 yılında lisans, yüksek lisans ve MBA programlarından mezun olan 733 kişiden yarısının çalışma hayatına atıldığını söylüyor. Mezun veri tabanındaki bilgilere göre iş arayanların oranı ise yüzde 15 civarında.

Ocak 2009’da faaliyete geçen www.bogazicikariyer.com da Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine ve mezunlarına iş dünyasının kapısını aralıyor. BÜMED Kariyer Merkezi ve Üye-Mezun İlişkileri Yöneticisi Zeynep Akpolat ile Kariyer Merkezi Sorumlusu Filiz Karakuş, siteden şu an için kurumsal anlamda tüm kurumların faydalanabildiğini dile getiriyor. Ancak şirket yöneticileri veya çalışanları arasında en az bir BÜMED üyesi olanlar bir yıl ücretsiz kurumsal üyelik avantajına sahip olabiliyor. Bu üyeliğin içinde ise sınırsız part-time ilan verme ve 10 full-time ilan verme hakkı bulunuyor.
Güray ERİŞKİN-Üniaktivite.net Kurucusu ve Genel Koordinatörü

Farkındalık artıyor

Kariyer merkezleri arasında son yıllarda -köklü birkaç devlet üniversitesi dışında- vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerinden daha aktif ve dinamik olduğunu söyleyebiliriz. Özel sektörle bağlantıların kurulması ve çözüm ortakları portföyü oluşturulması anlamında vakıf üniversiteleri bu trendi tetikleyici bir etkiye sahip oldu. Diğer taraftan devlet üniversitelerinin de marka gücünden ve akademik kadrosundan gelen bir bilinirliliği ve kalitesi var. Bugünkü rekabet ortamında kendisine “Mezunlarımı iş yaşamına nasıl daha kolay adapte ederim ve uygun bir işe nasıl yerleştiririm?” sorusunu sormayan ve bu konuda bir açılım yapmayan üniversite sayısı günden güne azalıyor.

Sevinç ENER- İstanbul Bilgi Üniversitesi Kariyer Gelişim Merkezi Koordinatörü

Umutlar tükenmemeli!

İş dünyasının şu anda içinden geçtiği süreç olumsuz olsa da Bilgi Kariyer Gelişim Merkezi olarak, iş dünyasına yönelik iyi yetiştirilmiş, kendini tanıyan, ilgi alanlarını bilen ve kariyer hedefi olan yeni mezun gençlerin istihdam edilebilir olduğuna inanıyoruz. Öğrencilik hayatı boyunca kendini keşfetmeye ve yetkinliklerini geliştirmeye çalışan, bu anlamda stajlarını yapan ve aktif olarak iş dünyasına ilgi duyan öğrencilerin mezun oldukları noktada rahatlıkla işe yerleşebildiğini gözlemliyoruz.

M. Fulya KURTER- Bahçeşehir Üniversitesi CO-OP Kariyer Koordinatörü

Teorik bilgileri pratiğe dökme zamanı

İş dünyası ile köprü oluşturabilecek etkinlikler sayesinde firmalar ve ilgili profesyonellerle öğrencileri buluşturmaya devam ediyoruz. Bunun yanı sıra yurtdışında yaygın olarak uygulanan Cooperative Education’dan esinlenilen bir model olan CO-OP eğitimi de bu dönem hayata geçecek. Yeni programa göre üniversitede teorik eğitim verilirken iş yerinde de uygulamalı eğitimler yapılacak. Ayrıca bu dönem üniversitemizde “İşe Uyum Dersi” adı altında seçmeli bir ders de açılacak.

Beyin Göçü


yaklaşık 6 ay önce Genç MÜSİAD tarafından düzenlenen "Beyin Göçü" panelindeki tespitler ilgi çekici ve ciddi görünüyor.

''Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu,Konuşmasına, Türkiye'de yüksek eğitim gören beyinlerin yüzde 59'unun yurtdışına çıktığını ve sadece bunların yüzde 17'nin geri döndüğünü belirterek başladı. Türkiye de meslek şovenizmi olduğu ifade ederek, herkesin kendi alanı içine başkalarını girmesinden rahatsız olduğunu söyledi.

Çiftçioğlu, yurtdışındaki beyinlerin ülkelerine neden döndüklerine ilişkin olarak bunun ilk nedeni olarak çalıştığı yerdeki işini kaybetmesi, burslu gidenlerin bu burs karşısında mecburi hizmet verme zorunluluğu, aile özlemi, vatana katkı, kendini yalnız hissetmesi gibi nedenlerden dolayı döndüğünü kaydetti.


Çiftçioğlu, yurtdışındaki beyinlerin ülkelerine neden döndüklerine ilişkin olarak bunun ilk nedeni olarak çalıştığı yerdeki işini kaybetmesi, burslu gidenlerin bu burs karşısında mecburi hizmet verme zorunluluğu, aile özlemi, vatana katkı, kendini yalnız hissetmesi gibi nedenlerden dolayı döndüğünü kaydetti.

Beyin göçünün durdurulması için neler yapılması gerektiğine hakkın bilgi veren Çiftçioğlu, öncelikli olarak zihniyet değişikliği olması, yerli, yabancı yatırımların, ekonomik koşulların düzelmesi, istihdamın artması ve girişimciliğin desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Birkaç gün önce önemli bir devlet adamıyla buluştuğunu anlatan Çiftçioğlu, "En yüksek konumdaki kişi kapsını çaldım. Ben iş bulmadım ben ne yapacağım. Ben Amerikaya geri dönüyorum. Burada 370 gündür iş bulamıyorum. Patentlerim var, 200'ü aşkın yayınlarım var ben ne yapacağım. Kendisi bana dedi ki; bir pırlata bulursun onu küpe yaparsın yüzük yaparsın ancak pırlanta kaldırım taşı büyüklüğündeyse hiçbir yere sığmazsın. Sen geri dön. Bilimini fizanda da yapsan döner dolaşır Türkiye'ye faydası dokunur" dedi.

Genç MÜSAİD Başkanı Mahmut Nebati ise beyin göçünün başlıca sebepleri olarak, eğitilmiş insanların sayısal ve nitelik bakımından iş çevrelerinin ihtiyacından yüksek olması, maddi manevi tatminsizlik, üniversite öğretim kadrolarında yer almada karşılaşılan sıkıntılar, ilim zihniyetinin ve şartlarını bulunmayışı, ekonomik istikrarın olmayışı, gelişmiş ülkelerin teknolojik gelişme ve yeniliklerin merkezi olması olarak sıraladı.

Nevada Üniversitesi Endüstriyel Etüt Merkezi Direktörü Prof.Dr. Yunus Çengel de Türkiye'yin göçü veren bir ülke olduğunu belirterek "Türkiye'nin beyin'i istemediğini, hatta Türkiye bundan korkuyor" dedi.

Kaynak





Konu ile ilgili bir başka araştırmada ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından yayınlanan “Türkiye’de Araştırma-Geliştirme: Ne Durumdayız? Ne Yapmalıyız?” konusundaydı . Araştırma beyin göçünün Türkiye’nin kalkınmasını olumsuz yönde etkilediğini ortaya koydu.


Araştırmada, plansız, kitlesel ve ucuz eğitim ile hem atıl ve niteliksiz işgücü yaratıldığı, hem de nitelikli beyinlerini kaybettiği vurgulanarak, “Gelişmekte olan ülkeler kıt ve hayati olan nitelikli insan gücünü kaybetmekte, yapılan beşeri yatırımlar boşa gitmektedir. Bugün profesyonel bir sporcu, sanatçı veya yönetici milyonlarca dolar karşılığında transfer olurken, nitelikli insanlar bedelsiz transfer olmaktadırlar” denildi.

Ülkeden kaçan kaçana

Beyin göçünün dünya çapında önemli bir sorun olduğu belirtilen araştırma sonuçlarına göre, Türkiye en fazla beyin göçü veren 34 ülke içinde 24. sırada yer alıyor. İyi eğitim gören her yüz kişiden 59’unu kaybeden Türkiye’de üniversitede okuyan gençlerin yüzde 73’ünün yurt dışında çalışmak ve yaşamak istiyor. Yurt dışında öğrenim sürdürenlerin ise yüzde 77’si ülkeye kesin dönüş yapmak isterken, Türkiye bugün iyi eğitim görmüş gençlerin sadece yüzde 41’ini elinde tutabiliyor. YÖK’ün verilerine göre 24 bini Almanya’da, 15 bini ABD’de olmak üzere 50 binden fazla Türk genci yurt dışında eğitim görüyor. Türkiye, yurtdışına en çok öğrenci gönderen ülkeler arasında 11. sırada yer alıyor. ABD “olağanüstü araştırmacılara” her yıl 135 bin H1-B vizesi veriyor. ABD’ye göç eden nitelikli göçmenlerin Amerikan ekonomisine katkısının kişi başına yıllık 150 bin dolar düzeyinde olduğu hesaplanıyor.
Türkiye’de 2005-2006 öğretim yılında ÖSYM-YÖK verilerine göre, 36 bine yakın öğrenci devlet ve özel vakıf üniversitelerinde sanayi/ticaretin gelişmesi için mühendislik-mimarlık ve şehir plancılığı alanlarında eğitim görüyor.

Üniversitelerin kontenjanlarının toplamına göre 30 bin 857’si devlet ve 4 bin 956’sı vakıf üniversitelerinde okuyor. Devlet 51 ve Vakıf Üniversiteleri 23 dalda Mühendislik-Mimarlık Eğitimi veriyor. Devlet Üniversitelerinde en fazla kontenjan Makine, İnşaat ve Ziraat Mühendisliğinde iken Vakıf Üniversitelerinde Bilgisayar, Endüstri ve Elektrik-Elektronik Mühendisliğinde bulunuyor. .

2005-2006 öğretim yılında Devlet ve Vakıf Üniversite kontenjanları birlikte dikkate alındığında yılda en fazla Makine, İnşaat, Ziraat , Bilgisayar, Endüstri, Elektrik-Elektronik, Mimarlık, Jeoloji, Kimya, Gıda, Çevre ve Maden Mühendisi yetiştiriliyor. Yıllık kontenjanı binin üzerinde 12 mühendislik dalı bulunuyor.

Araştırmada, Türkiye’nin mevcut 80’e yakın üniversitenin yanı sıra, 17 yeni üniversite daha açma kararının insan gücü planlama çalışmasına ve ihtiyaç analizine dayalı olmadığı, bu üniversitelerin yeterli altyapıları ve nitelikli öğretim elemanlarının da bulunmadığına dikkat çekildi.

Kaynak

14 Ekim 2009 Çarşamba

Üniversite Öğrencilerine Yönelik İlk Seminerimizi Hatırlayalım


İstanbul Ticaret Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 1.sınıf öğrencilerine yönelik yaptığımız Endüstri Mühendisliği Kariyerine İlk Adımlar' konulu sohbet için verdiği destek ve ilgiden ötürü Bölüm Başkanımız Sn.Prof. Dr.Semra Birgün Hanım'a ve tüm katılımcı arkadaşlarımıza teşekkür ederim


Öncelikle Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerine bugünkü womm seminerine olan yoğun katılımları nedeniyle çok teşekkür ederim .İlgileri ve sabırları nedeniyle şükranlarımı sunarım . Vakitlerini womm konusunda anlatacaklarımı dinlemek için ayırmaları , daha önceden beni tanımadıkları halde soruları ,eleştirileri ve paylaşımları ile seminere katılımcı olmaları nedeniyle de memnuniyetimi belirtmek isterim .

Organizasyonun düzenleyici tarafında ise Marmara Üniversitesi Tanıtım Ajansı ve Gençpark'a sonsuz teşekkürler . Ne teknik bir arıza oldu , ne ayakta kalan dinleyici , ne havasız yada soğuk bir ortam , nede resmi izin konusunda yaşanan bir tatsızlık . İnsanların Yeni Pazarlama Yöntemleri gibi geleceğe dönük bir konu ile ilgili bir seminere katılmalarını sağlamak çok net ve taktir edilmesi gereken bir başarıdır . Beklentilerimin üzerinde bir organizasyon başarısına imza atmalarından ötürü emeği geçen tüm arkadaşlarımı kutluyorum .


Endüstri Mühendisliği öğrencilerinin kariyerlerini geliştirmeleri amacıyla düzenlenen sohbet içi Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Eğitim Birimi Sorumlusu Devrim Kartal'a ve katılımcı arkadaşlara teşekkürler




Ankara Üniversitesi Pdr Bölümünden Değerli Hocamız Binnur Yeşilyaprak Hanım'a bana vermiş olduğu bu imkandan ötürü şükranlarımı sunar , rehber öğretmen adayı öğrenci kardeşlerime de bundan sonraki yaşamlarında başarılar dilerim .


Salı günü Manisada İİBF deki Pazarlama ve Kariyer Seminerini organize eden Geyak (Genç Yatırımcılar Kulubü )ne ve seminere katılan öğrenci arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum .

6 Ekim 2009 Salı

FACEBOOK TA KENDİNİZE UYGUN BİR GRUBUMUZA ÜYE OLABİLİRSİNİZ


Facebook Gruplarımıza üye olabilirsiniz

Öss Adayı Lise Öğrencileri Doğru Meslek

Üniversite Öğrencileri Doğru Kariyer

SBS Adayı İlköğretim Öğrencileri de Doğru Lise grubuna katılabilirler.

Önümüzdeki dönemde benzer özelliklerde ve amaçlardaki öğrencilerin biraraya geleceği etkinlikler düzenlemeyi planlıyoruz. Bu grup bizim hem etkinlikler hakkında sizlere haber vereceğimiz hemde sizlerin düşünceleriniz , kaygılarınız, kararsızlıklarınız , pişmanlıklarınız ve üniversite ve bölüm seçiminde aklınıza gelebilecek herşeyi anlatabileceğiniz bir platform olacak . Arkadaşlarınızı da davet edebilirsiniz.

4 Ekim 2009 Pazar

Son Ek Yerleştirme Dönemi İçin Önerilen Üniversite ve Bölümleri Şöyle :

Belirli yazılar insanları boş yere oyalamaması açısından geçerli olduğu süre tamamlandığında kaldırılmaktadır

1 Ekim 2009 Perşembe

Türkiye'de Genç İşsizliği


Türkiye'de gençler arasında da tam ve sürekli istihdam beklentisi olmadan ve sosyal güvenliksiz çalışma yaygın. AB ülkelerinde gençlerin eğitimi artıkça işsizlik oranlarının düşmesine rağmen, bu ilişki Türkiye'de tersine işliyor.

Türkiye'de genç nüfus önemli sorunlarla karşı karşıya. Eğitimsizlik, yoksulluk, sosyal dışlanma bunların bazıları. Bunlar kişisel donanım ve motivasyon eksikliği ile açıklanamayacak kadar boyutlu sorunlar. Ayrıca bunların sadece istihdam olanağı elde etmekle aşılamayacak sorunlar olduğunu söyleyebiliriz. Genç yoksulluğu, kuşaktan kuşağa geçen yoksulluk ve çalışan genç yoksulluğu, kayıt dışı çalışan, ağır iş koşulları yine istihdamın tek başına gençlerin ekonomik sorunlarını dahi çözmekte yeterli olamayacağını gösterecek kadar önemli ve yaygın olgular.
Diğer yandan ev içi ve dışı yaşam alanlarının kısıtlı olması; farklı kültür ve kimlik arayışlarının toplumda hoş görülmemesi, gençlerin okul dışı zamanlarını değerlendirebilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri, aile ve okul dışında sosyalleşebilecekleri gençlik merkezi gibi onlar için yaratılmış alanların çok kısıtlı olması gibi sorunlardan söz edilebilir.

En temel olarak da gençlerin toplumsal hayata katılımının kısıtlı olmasından ve yetişkinlerle eşit haklar elde edebilmek için yetişkin olmayı beklemeleri gerekmesinden söz edilebilir.

Tüm bu sorunlar dikkate alındığında, genç işsizliğinin gençlerin sorunlarının çözümünde yegane kritik eşik olduğunu önermenin yerinde bir yaklaşım olmadığı ortada. Ama ne olursa olsun, genç işsizliğinin boyutu sorunların ağırlaşmasında önemli bir faktör. Türkiye'de gençlerin, 15-24 yaş grubu için işsizlik oranı yüzde 20. Tarım dışı işsizlik rakamları dikkate alındığında 15-19 yaş grubu için yüzde 22,5'e ve 20-24 yaş grubu için yüzde 23,8'e yükseliyor. Türkiye'de en yüksek işsizlikse yüzde 28 ile tarım dışı genç kadınlarda görülüyor.

Genç işsizliği yetişkin işsizliğinin iki katı
Türkiye'de genç işsizliği uzun yıllardan beri yetişkin işsizliğinin en az iki katı. Bu olgu genç işsizliğini azaltmak için Türkiye'de yeterli politikalar uygulanmadığını gösteriyor. Ayrıca, bu oranlar genç işsizliğiyle mücadele için ekonomik ve sosyal politikaların birlikte tasarlanmalarını gerektirecek kadar büyük.

Uluslararası kuruluşlar, gençlik istihdamına yönelik ulusal stratejiler oluşturulmasında tüm paydaşların katkısını almak gereğini vurguluyorlar. Örneğin Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Bankası (DB) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)'nün ortaklığıyla bir "Gençlik İstihdam Ağı" kurdular. Türkiye, bu ağın gençlere istihdam yaratmaya yönelik çalışmalarına katılacağını 2006 yılında taahhüt etmiş olmasına rağmen, bugüne kadar herhangi bir gelişme olmadı. Ayrıca yine taahhüt etmiş olmasına rağmen Türkiye'nin henüz oluşmuş ve paydaşlarla tartışılmış bir gençlik istihdamı stratejisi yok.

Eğitim sorunu çözmekte yeterli değil
Göstergeler Türkiye'de eğitimin gençlerin işsizlik sorununu çözmekte yeterli olmadığını gösteriyor.(1) Türkiye'de yeni mezun olan, lise ve üzeri eğitim almış yüksek sayıdaki genç işgücünün istihdam olanakları oldukça düşük. Örneğin 20-24 yaş grubundaki genç işsizlerin yüzde 18,5'i üniversite mezunu.

AB ülkelerinde gençlerin eğitimi artıkça işsizlik oranlarının düşmesine rağmen, bu ilişki Türkiye'de tersine işliyor. Türkiye'de yeni mezun eğitimli gençlerin iş bulma sorunlarının olması bir kaç noktayı gözler önüne seriyor. Bunlardan birincisi eğitim sisteminin örgün eğitim sisteminde edinilen niteliklerin işgücü piyasasının ihtiyaçlarıyla uyuşmadığı konusu. İkincisi ise, eğitimden istihdama geçişi kolaylaştıracak, özel olarak gençlere hizmet veren rehberlik, işbulma ve eşleştirme kurumlarına ve politikalara gerek olduğu. Bu kurumlarının, niteliksiz ve geçici işlerde çalışan, dezavantajlı gençlere ikinci bir mesleki eğitim ve nitelik kazanma olanağı sağlaması önemli. Gençler için özel olarak tasarlanmış eğitim ve iş eşleştirme kurumları gelişmiş ülkelerde çok yaygın.

Kaynak

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı “Türkiye'de Gençlik” Raporu



Gençlerin yüzde 40'lıkbölümünü oluşturan, “ne çalışan, ne de okuyan 5 milyon genç ise atıl durumda”bulun uyor. Rapor, bunların 3 milyonunu da “görünmez gençlik” olarak niteliyor.
Raporda gençliğin eğitim fırsatları da büyüteç altına alınıyor ve birkaç yıl içinde 12
milyon kişinin çalışma yaşına erişeceği Türkiye'de eğitimde hem nicelik, hem de nitelik
yönünden büyük sorunlar yaşandığı vurgulanıyor.

Son yıllardaki güçlü ekonomik büyüme, buna paralel bir istihdam artışına dönüştürülemedi. Son zamanlarda yapılan kamuoyu araştırmaları, en önemli ekonomik sorun olarak, yüksek enflasyon kaygısının yerini, işsizlik endişesinin aldığını gösteriyor. Türkiye'de gençlerin en çok istediği şey, doğru düzgün bir iş bulmak. Gençliğin Durumu Araştırmasında gençlerin
yüzde 49,1'i en çok istedikleri şeyin iyi bir iş olduğunu söyledi. Yüzde 18,1 ile saygınlık ve yüzde 16,9 ile sevgi daha arkadan geldi.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanlığı görevi birkaç aya kadar Devlet eski Bakanı Kemal Dervişe aitti.


Kaynak

Gül'den İşsiz Gençlik Yakınması


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, nüfusun çoğunluğunu oluşturan gençlerin, ciddi bir meslek sahibi olmadığından yakındı.

Resepsiyona katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gazetecilerin hatırlatması üzerine genç işsizlerle ilgili şunları söyledi:

"Gençler var ama bakıyorsunuz, ne duvar yapmaktan anlıyor, ne inşaattan, ne otomobil tamirinden, ne elektrikten, ne kaloriferden. Büyük nüfus var. Türkiye’deki büyük genç nüfus maalesef bir şey bilmiyor. Her meslek kendi içerisinde onurludur. Her meslek iyi yapılınca çok değerlidir. Küçük-büyük meslek diye bir şey yoktur. Bu sadece Hükümetin değil, herkesin üzerinde çok durması gereken bir konu."

Salonda dolaşırken, YÖK Başkanı Özcan ile karşılaşan Gül ile Toptan, tekrar genç işsizleri gündeme getirdi. İlk olarak Toptan, Özcan’a dönerek, "Türkiye’nin iş gücü talebiyle bizim eğitilmiş insan gücümüz çelişiyor. Piyasa başka adam arıyor, biz başka adam yetiştiriyoruz" dedi. Özcan’ın, "Düzeltmek üzereyiz efendim" demesinin ardından Gül söze girerek, "Bu gerçekten günlük hayatımızın işi. Ufacık birşey yaptırın, ufak bir inşaat yaptırın, evinize bir elektrik işi yaptırın, işini iyi bilen çok az. Herkes diplomalı ama işini iyi yapan çok az" dedi.

Kaynak

Üniversite Mezunları Türkiye'de iş Aramaktan Vazgeçiyor.


'Ekonomik kriz', 'işsizlik' ve 'işten çıkarılma' gibi kavramların sık sık kullanılması yeni üniversite mezunlarını umutsuzluğa düşürüyor. Birçok mezun, içine düştüğü karamsar hava sebebiyle Türkiye'de iş aramaktan vazgeçiyor.

Okumak ve çalışmak için yurtdışına gidiyor. Bu tablo Türkiye'deki tüm üniversite öğrencileri ile mezunlarının katıldığı bir araştırmanın sonucu. İnsan kaynakları platformu Kariyer Genç'in yaptığı araştırmaya göre iş aramaktan vazgeçen mezunların yüzde 40'ı üniversitede bir şekilde eğitimlerine devam etmek istiyor. Bunda işsizlik korkusunun da payı var. Bu yıl mezun olan öğrencilerin sadece 2 farklı yere iş başvurusunda bulunması da bu korkunun varlığını ispatlıyor. Ayrıca bu yıl her 10 yeni mezundan 4'ü ise alanları dışında kalan pozisyonlara iş başvurusu yaptı. Mühendislik okuyanlar satış ve pazarlamaya, fen edebiyat mezunları müşteri hizmetleri temsilciliği ve satış yöneticiliğine, iletişim fakültesi öğrencileri ise çağrı merkezi temsilciliğine iş başvurusu yapıyor. Birçok mezun ise işsizlik korkusu ile yüksek lisans, dil kursu ve çeşitli sertifika programlarına rağbet ediyor. Yurtdışı eğitim programlarına yapılan başvuruların artma sebebi de mezunların işsiz kalma korkusu.

Kariyer Genç Genel Müdürü Nurettin Özdoğan, bu tablonun oluşmasında ekonomik kriz, işsizlik, işten çıkarılma gibi haberlerin rol oynadığını söylüyor. Araştırmada yeni mezunların donanımlı olup olmadıkları da ayan beyan gün yüzüne çıktı. Her 10 yeni mezundan 4'ü staj yapmamış. Üniversite 3. ve 4. sınıf öğrencileri ise bir CV hazırlamayı henüz erken buluyor. Her 10 gençten 7'sinin hazır bir CV'si yok. 90'a yakın şirketle çalışan Kariyer Genç'in Genel Müdürü Özdoğan, iş hayatını hiç görmemiş üniversite mezunu ordusunun şirketleri düşündürdüğünü söylüyor. Özdoğan, telekomünikasyon sektörünün yanı sıra ilaç şirketleri, bankalar, hızlı tüketim sektörü ve perakende alanında kriz yokmuşçasına eleman alımı yapıldığını, gençlerin buraları takip etmesi gerektiğini kaydediyor. Öğrenciler pek seslendirmese de Kariyer Genç İş Geliştirme Müdürü Samet Ensar Sarı, üniversitelerin iş hayatına hazırlama noktasında daha etkili olması gerektiğini söylüyor: "Araştırmamıza göre her 10 gençten 4'ü CV hazırlaması noktasında bir fikre sahip değil. Buna ek olarak her 10 gençten 6'sı şimdiye kadar hiç iş ya da staj aramadığını belirtiyor. Bu rakamlar gençlerin iş dünyasına hazırlıkta çok bilinçli hareket etmediklerini gösteriyor."

Kaynak