27 Kasım 2010 Cumartesi

Grişimcilikte En Cesur Millet Türkler Çıktı

Kaynak : Ülkemizde de sermaye eksikliği kendi işini kurma konusunda en büyük engel.Kendi işini kurma isteğinin en büyük sebebi ise %40 ile işverenden bağımsız olma arzusu. Bunu da % 35 ile kendi iş tatmini takip ediyor. Araştırmaya katılanların 2/3’ü de ek gelir kaynağını önemli bir sebep olmak gösteriyor.İnsanlar kendi kendilerinin patronu olmak, kendi fikirleriyle bir iş geliştirmek, kendilerini geliştirebilecekleri esnek iş saatlerine sahip olmak için girişimciliğe olumlu bakıyor ve bunu gerçekleştirme gücünü kendilerinde görüyor. Fikir eksikliği söz konusu değil. Sadece sermaye ve cesaret eksikliği var ve bunun getirdiği bir başarısızlık korkusu. Sermaye eksikliği Türkiye de dahil tüm Avrupa’da en caydırıcı engel. Ama cesaret konusunda Türkiye diğer tüm ülkelerden çok daha ileride gözüküyor.

21 Kasım 2010 Pazar

Hiç Olmazsa 1+1 Daire Alın




Yazının Çıkış Noktası
Buradan tekrar hatırlatmaya çalışmak istediğim şudur ki .Ne kadar çalışırsanız çalışın paranızı biriktirmez ve biriktirdiğiniz parayı rant getirisi olacak ev,arsa, dükkan,şirket hissesi gibi bir yatırım aracına kanalize etmezseniz sercet sahibi olmak pek çoğumuz için sadece bir hayal olarak kalabilir. Bu nedenle Ağaoğlu,Dumankaya,Taşyapı,İncity,Fiyapı,Sinpaş gibi markalı konut firmalarının projelerindeki en ucuza alınabilcek olan 1+1 dairelerden bir tane alıp 5-10 yıl bekleyin .Cebinizde ne kadar para olursa o kadarlık bir hayat yaşarsınız,siz kendinizi bir borç yükü altına sokmadığınızda birşeyler sahibi olmanız her geçen gün daha da zorlaşabilir. Bu ülkede çok para ancak çok çalışarak değil , rant getirisi olan yerlere para yatırmaya cesaret ederek ve kredi taksitlerini ödemeye sabrederek kazanılır. Evli olan arkadaşlar ,eşlerini Fiyapının Bahçeşehir Fiside Projesini gezdirerek te bu konuda aile içinde belli bir gündem oluşmasını sağlayabilirler. Örnek daireyi gören pekçok erkek , eşine sağlayabildiği olanaklar konusunda kendini önce sorgulayacak sonra da yetersiz hissedecek ve sizi mutlu edecek alternatif bir çözüm arayışına girecektir.


Kiptaş

Ağaoğlu

Teknik Yapı

TOKİ

Tulip Turkuaz ; Varyap

Dumankaya

Fiyapı

Ofton İnşaat

Yeşil İnşaat

Evarıyorum.com

11 Kasım 2010 Perşembe

Gençlerin Sesini Kim Ne Zaman Duyacak?


Abbas Güçlünün Yazısı benim ifade etmek istediğim pek çok şeyi içeriyor.
.


Öğrencilerin iş yaşamından haberleri yok. İstanbuldaki bazı üniversiteler dışında hayatta kopuklar. Üniversitelerin anlattığı bilgiler günlük yaşamı kolaylaştıran ve günlük yaşamdan kullanılma şansı olan pratik bilgiler değil. Sıkıcı soyut teorik bilgiler.Bu nedenle de öğrenciler fderste hep konuşuyor, siyasi partilere katılıp yaşamlarına anlam katmaya çalıyorlar. yada karşı cinsten birilerini bulup gençliklerini iyi değerlendirme gayesindeler. Yurtdışında Üniversite Hazırlık Kurslarına buradan ulaşabilirsiniz.Üniversite gençliğinin bin tane sorunu var ama nedense hiç gündeme gelmiyor. Ki hepsi de hayati derecede önemli konular. Örneğin yurt, örneğin burs, örneğin staj. Ve en önemlisi de işsizlik. Peki bu sorunlar neden hiç gündeme gelmiyor.
Kaynak : Milliyet.Yurt gibi çok önemli bir başka sorun da burs. Üç milyon civarındaki üniversite öğrencisinin neredeyse üçte ikisinin ailesi fakirlik sınırında. Yani kendi geçimlerini zor sağlıyorlar. Çocuklarına her ay bırakın bin lira, 500 lira bile gönderecek durumda değiller. Hatta yüz binlercesi 100 lira bile gönderemiyor. Bunu çok yakından görüyor ve biliyoruz.

Peki o zaman öğrenciler nasıl ayakta duruyorlar? Çoğunluğu devletten aldığı 200 liralık bursla geçiniyor! İş bulan çalışıyor, derslerden kopuyor. Bulamayanlar da aç karnına derslere devam ediyor.
Karınlarını bile doyurmadıkları için ne okuyorlar, ne geziyor ne de kültürel birikimlerine katkıda bulunabilecek sergi, sinema, konser gibi etkinliklere gidebiliyorlar.
Kendi tabirleriyle “ot“ gibi yaşıyorlar. Çoğu tek öğün yemekle günü geçiriyor, üç-beş kilometrelik yolu kar, kış, çamur demeden yürüyerek gidip geliyor.

Bakınız :Öğrencilik Hayatı

8 Kasım 2010 Pazartesi

50 000 TL den Az Sermaye İle Kurulacak İşler


Kaynak

Üniversite Mezunları : İşte Sonunuz


Kaynak Burdur İş-Kur, KOSGEP ve Kayseri ABİGEM ortaklığında hayata geçirilen proje kapsamında sosyal güvencesi bulunmayan işsizler 'Uygulamalı Girişimcilik Eğitim Programları' düzenleniyor.

Her 3 Üniversite Mezunundan Biri İşsiz

Üniversiteliler semt pazarlarındaPek çok genç gelecek kaygısı taşıyor. Mezun olduktan sonra iş bulamayan üniversitelilerin yüzde 30’u ya işportacılık yapıyor ya da semt pazarlarında çalışıyor. Halk içinde diplomalı işsiz diye tabir edilen bu insanlar çaresizlikten yakınıyor. Mezun oldukları alanda iş bulamadıkları için bu işlerde çalışmak zorundalar. Semt pazarlarında çalışan üniversite mezunları hayatlarını devam ettirmek için para kazanmak zorunda olduklarını ve bu yüzden bu işlerde de çalışmak zorunda kaldıklarını belirtiyorlar. Yıldız Teknik Üniversitesi makine bölümü mezunu Lale Karaca "Üniversiteyi bitirdikten sonra iş bulma sorunu başlıyor. Yıllarca okuduktan sonra emeğinizin karşılığını alamamak karamsarlığa sürüklüyor. Eğitim sistemindeki açıklık iş dünyasına da yansıdı. Okulu bitirdikten sonra yıllarca iş arayan arkadaşlarım var" diyerek durumun pek de iç açıcı olmadığını belirtti.

Türkiyede İşsizlik ve Üniversite Sorunu
buna rağmen üniversitelerimizde de liselerimizde de girşimciliğe olan ilgi ve alaka sıfıra yakın hem yönetim hem akademik hemde öğrenci boyutunda

Global Girişimcilik Haftası Etkinlikleri


Dünyanın her yerinde bu hafta global girşimcilik haftası olarak kutlanıyor. Sizlerde vaktinize ve mekanınıza göre uygun bir etkinliği seçip katılabilirsiniz.Global Girişimcilik Haftası Web Sitesi Etkinlik Program Takvimi İçin Tıklayınız
Enduavor
TOBB Genç Girişimciler Kurulu
Özyeğin Üniversitesi
Kadın Girişimciler Kurulu
Mg DanışmanlıkGirişimci Kadın

Yoksulluk Geçici Değil Artık Kalıcı

Yoksulluk artık geçici değil kalıcı
ODTÜ öğretim üyesi Prof. Oğuz Işık uzun yıllardır yoksulluk üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Işık, yeni süreç için şu değerlendirmeyi yaptı: Geçmişte nöbetleşe yoksulluk vardı. Şimdi ise devredilmiyor. Onun yerini müebbet yoksulluk aldı. Yeni göç edenler eskiler gibi hayatla barışık değil.Üç ayrı kesimin birbirine değmeden yaşadığını da hatırlatan Prof. Işık 'İstanbul'da bırakın zengin kesimin içine girmeyi önünden bile geçmek mümkün değil. Duvarlı sitelerde başka bir yaşam kurmuşlar

Kaynak : - Toplum psikolojisine nasıl yansıyor bu durum?
Eskiden kente göç yoluyla gelenler daha barışıktı hayatla. Şimdi böyle bir şey söz konusu değil! Nasıl olsun? Düşünün ki bugün İstanbul'da zengin kesimin bırakın içine girmeyi önünden bile geçmek mümkün değil! Kameralarla korunan duvarlı sitelerde kendilerine bambaşka bir yaşam kurmuşlar. Oysaki eskiden zenginlik böyle miydi? İnsanlar göstermekten çekinirlerdi. Şimdi öyle bir dönemdeyiz ki tüketmenin meziyet sanıldığı bir ortam var. Toplum birbirine değmeyen üç farklı kesimden oluşuyor bugün. Bu insanların ulaşımları, eğlenceleri, zevkleri her şeyi farklı.
Demek istediğim kent üzerindeki çıkarlar çok değişti. Arsalar çok değerlendi. Ve bu arsalar üzerinde oynanan oyunlar farklılaştı. İstanbul arazileri o kadar değerli ki artık! Kimse kolay kolay gecekondu yapamaz hale geldi. Başka bir ifadeyle kentsel dönüşüm başladı.
- Bugünkü İstanbul yoksulunu nasıl tanımlarsınız?
Eskiden yoksulluk devredilebiliyordu. Kente gelenler hazırlıklı gelirdi. İş imkanını araştırır gecekondusunu hazırlarlardı. Şimdi ise öyle değil! Bunun iki nedeni var. Biri İstanbul'un gerçekten değişmesi, diğeri de Güneydoğu'dan yapılan göçtür.

AYNI GEMİDEYİZ HİSSİ BİTTİ
- Toplumun farklı kesimlerini bir araya getiren hiçbir şey yok mu yani?
Bugün sadece askerliği söyleyebilirim. Başka hiçbir şey yok bunun dışında maalesef. Dolayısıyla aynı gemideyiz hissi artık yok oluyor. Kendilerini bu ülkenin bir parçası değilmiş hissetmeye başlıyorlar.
- Bu uçurumun yoksul kesim üzerindeki etkisi tam olarak ne oluyor?
Nefret yaratıyor. Yaratmaması mümkün değil zaten! Yoksul kesim kendisini tamamen dışlanmış hissediyor. Öfke ve beraberinde nefret getiriyor bu uçurum. Bir toplumu bu kadar bölerseniz ve toplumun parçaları hiçbir şekilde birbirine değmezse olacağı budur.Konuşulması gereken ama konuşulmayan neler var Türkiye'de?
Yaptığımız araştırmaya göre Türkiye'de kadınların iş gücüne katılımı oranı İran'dan, Mısır'dan daha düşük. Bunu ne zaman konuştuk en son? Sonra sanayideki haftalık iş saatinin bizimki kadar uzun olduğu başka ülke yok. Peki bunu ne zaman konuştuk soruyorum size? Kürt sorunu, Türban meselesinden başka bir şey konuşamaz hale geldik! Sigortalı, sendikalı işçi sayısı gün geçtikçe azalıyor. Bunları neden konuşmuyoruz?

3 Kasım 2010 Çarşamba

İstihdam Gündemimizde Asla Olmayacak



Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, küresel krizin dünya genelinde 30 milyon kişiyi bulan istihdam kaybına yol açtığını, bu sayının önümüzdeki yıllarda 400 milyonu bulabileceğini söyledi.

Strauss-Kahn, yeni küreselleşme çerçevesinde birinci önceliğin istihdam, ikinci önceliğin istihdam, üçüncü önceliğin de istihdam olması gerektiğini vurguladı.
Peki işsizliğin had safhada olduğu Türkiyedeki Gündem Nedir ?

Kürt Sorunu,PKK Eylemleri
Ergenekon, Darbe Planları
Sivil Anayasa Tartışmaları
Başörtüsü Sorunu
AKP, CHP, BDP, Saadet..
Galatasaray ,Fenerbahçe, Ardanın Sakatlığı
Ezel, Kurtlar vadisi, Öyle Bir geçer Zaman ki ...


Sizce Türkiye' de Önceliklerimiz ve Gündemimiz Değişir mi ? Bence Değişmeyecek.İşsizlik ve İstihdam sorunu katlanarak büyüyecek , hepiniz bunu yaşayarak göreceksiniz. Geleceğinizi planlamak için bize gelin , bize şimdi vakit ayırın, 5 sene sonra evimin kirasını nasıl ödeyeceğim , çocuklarımın karnın nasıl doyuracağım, doğalgaz ve elektrik faturasını nasıl ödeyeceğim, markete pazara hangi parayla gideceğim diye kara kara düşünmek durumunda kalmayın Kaynak :